Vedik ve Mundane/ Ülkeler Astrolojisine göre 24 Ocak 2020 itibariyle, Satürn’ ün uzunca bir süre yolculuğuna devam edeceği Oğlak Burcu içerisine yerleşmesinin etkilerini, ülke haritamızda 8. Evin tetiklenen enerjileri ile deneyimlemeye başladık.
8. Ev bir haritayı oluşturan 12 ev arasında en malefik/kötücül enerjileri barındıran; yıkımdan sonra yeniden yapılanma getiren zor konu başlıklarını temsil eder.
Satürn’ ün kendi özelinde sahip olduğu enerji ise başlı başına değişim, dönüşüm ve yanlış yapılandırılan, zayıf olan şeyleri yıkmak, yeniye ve daha sağlam olana yer açmak yönünde kendini gösterir.
Türkiye’ nin 8. Evinin içine yerleşen ve astrolojide en kalıcı ve uzun soluklu etkileri getiren gezegenlerden biri olan Satürn’ ün temsil ettiği konular sizlerin de fark edebileceği gibi 8. Evin temsil ettiği konularla bir birine çok benzemekte.
Bu da doğal olarak Satürn’ ün 2,5 senelik Oğlak Burcu geçişi esnasında Türkiye’ nin yaşayacağı 8. Ev’ in temsil ettiği konulardaki deneyimlerin etkisini katlanarak çoğaltacak demektir.
Bu ev, doğal afetler, ölümler, büyük dönüşümler kadar Türkiye açısından ekonomik dengelerin yerinden oynaması anlamında da etkiler barındırmakta.
Çünkü ülkenin borçları, vergi sistemi gibi konular da bu evin içerisinde yer almakta.
Satürn sağlam olmayan sistemleri söküp atmak, yanlış yapılanları düzeltmek için sert olaylarla kendini hissettirmekten hoşlandığı için ekonomik anlamda süregelen yanlış politikalar ile Türkiye’ yi ciddi sınavlardan geçirme potansiyeline sahip.
Ayrıca 8. Ev tam karşıdan halkın satın alma gücünü temsil eden 2. Evi de otomatik olarak görünüm altında tuttuğundan, Satürn bu anlamda da halkın refahını kısıtlayıcı enerjilerini daha güçlü olarak toplumun üzerinde 2,5 senelik Oğlak Burcu yolculuğu esnasında bizlere hissettiriyor olacaktır.
2020 senesinde Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında kısa süreli; 2021 yılının ise tamamında Türkiye’ nin 8. Evi içerisinde bir araya gelecek olan Satürn ve Jüpiter’ in Oğlak Burcu içerisindeki kavuşumu ise ekonomik olarak hem Türkiye hem de tüm dünya pazarlarında daralma yaşanacağına işaret etmektedir.
Bu anlamda Türkiye’ nin Mart ayında değişecek olan –etkileri uzun vadeye yayılacak– Dasa’ sı ve 8. Ev içerisinde seyreden Satürn gezegeninin Türkiye’ nin aynı zamanda iktidar gücünü temsil eden noktalarla da bağlantı kurması göz önünde bulundurulduğunda; bu güne kadar siyasete hakim olan enerjilerin de Türkiye açısından değişebileceği ihtimalini akla getirmektedir.
Şubat ise tüm dünya ülkeleri ve Türkiye’ de yaşanacak olan büyük dönüşüm enerjilerinin ilk başlangıç ayı olarak dikkat çekmekte.
Bu ayın Satürn dışındaki bence en önemli gezegen yerleşimi ise Mars’ a ait.
Mars transitleri ülke haritamız üzerinde önemli olayların tetiklenmesinde oldukça fazla rol oynamakta.
Türkiye’ nin dış dünya ile ilişkilerini temsil eden 7. Evi içerisinde hali hazırda kavuşumda olan Jüpiter ve Ketu’ nun arasına 8 Şubat itibariyle katılacak olan Mars; Türkiye’ nin de dış dünyada gelişen sarsıcı ve kavgacı olayların içerisine doğru çekileceğini gösteriyor.
Ocak 2020 yazımda da belirttiğim gibi kavgacı tutumların tarafı olarak Türkiye’ nin dünya gündeminde olmayacağını ancak kavgayı ve anlaşmazlığı besleyen 2 zıt gücün arasında sıkıntılı bir pozisyonda kalacak ülke konumunda olabileceğini düşünmekteyim.
Mars’ ın Aralık ayında yaşanan Güneş Tutulmasının derecesi üzerinden Şubat ayında yapacağı geçiş, 18 Şubat – 28 Şubat tarihleri arasında dış dünya ülkelerinin -Amerika başta olmak üzere- sarsıcı ve yıkıcı hamleler ile dünya siyasetinde önemli gelişimleri tetikleyebileceğini göstermekte.
Özellikle Mars’ ın temsil ettiği savaş, patlama, yangın, silahlı güçler gibi konuların Türkiye’ nin dış siyasette yakın temaslarda bulunmak zorunda olduğu ülkeler ile arasında önemli bir konu başlığı haline gelebileceğini söyleyebiliriz.
Ayrıca Mars’ ın 8 Şubat itibari ile Yay Burcuna geçiş yapması, din-fanatizm motivasyonlu terörist hareketlerin de dünya gündeminde yer alabileceğini akla getirmekte.
Zira Mars’ ın arasına katıldığı Jüpiter-Ketu kavuşumu ve Yay Burcu’ nun bizzat kendisi bu tür aşırı uçtaki dinsel, tutucu görüşleri temsil etmekteler.
20-21-22 Şubat tarihlerinde son Güneş Tutulması derecesinin tam üzerinde seyredecek olan Mars nedeni ile mümkün ise kalabalık yerlerde bulunmamaya çalışmakta fayda var.
24 Şubat itibariyle Plüton’ nun da Yay Burcunu terk ederek, Oğlak Burcuna geçiş yapması ile birlikte Türkiye’ nin etrafını saran ülkeler arasındaki gergin diyaloglar zirve yapabilir.
Bir sonraki ay 10-19 Mart tarihleri arasında da Mars -bu sefer de Ocak ayında yaşadığımız Ay Tutulmasının tam karşı derecelerine hizalanacağı için- yukarıda sıraladığım aynı konu başlıklarını yeniden dünya gündeminde hareketlendiriyor olacak.
Şubat – Mart ayları boyunca dünya ülkelerinin birbirleri ile bu güne kadar gözlemlediğimiz anlaşmazlıkları savaş boyutuna kadar tırmanmaya maalesef potansiyel teşkil etmekte.
Bunu düşündüren en önemli yerleşim ise nerden eseceği belli olmayan ve yıkım, patlama, silah gibi konuları temsil eden iki gezegenin –Mars ve Ketu- son Güneş Tutulmasının yaşandığı burç kuşağı içerisinde birleşiyor oluşları.
Türkiye’ nin tüm bu gergin süreç içerisinde özellikle komşuları nedeni ile son derece zorlu bir dar boğazdan geçeceğini düşünmekteyim.
Çünkü 2 Mart 2020 itibariyle 20 senedir hüküm süren ana “Dasa” periyodumuz Venüs’ ü bitirip; komşularımızın temsil eden evin yöneticisi Güneş Dasa’ mızın içerisine adım atıyor olacağız.
Güneş Dasa’ nın başlaması ile birlikte Türkiye’ nin önümüzdeki yıllarda komşu devletler ile olan politikası ister istemez o veya bu nedenden dolayı en önemli gündem maddesi olacaktır.
Hint Astrolojisine göre Mars’ ın Moola, Rahu’ nun ise gözyaşı ile resimlendirilen Aridra Nakşatra’ larından geçişi; tüm dünya üzerinde Şubat ayı içerisinde üzücü olayların vukuu bulma olasılığını güçlendirmekte.
Tüm bu zorlu gezegen birleşimlerine ek olarak 18 Şubat itibariyle yine Vedik Astrolojisine göre Rahu ve Ketu’ nun arasına sıkışacak ve Kala Sarpa Yoga’ yı oluşturacak olan gezegenler nedeni ile Türkiye’ nin de içine dolaylı olarak dahil olduğu çok türbülanslı bir dünya gündemi bizleri beklemekte.
9 Şubat tarihinde Ashlesha Takımyıldızında gerçekleşecek Dolunay, Türkiye açısından para piyasaları ilintili abartılı tepkilerin, ciddi dalgalanmaların yaşanacağı, bazı ekonomik kararların gündeme gelebileceğini gösteriyor.
Dolunay süreci esnasında piyasalardaki hareketliliği finans ilintili sektörlerde çalışanların yakından takip etmesi gerekebilir.
“Güven” sorunu kaynaklı iniş-çıkışlar finans piyasalarını yine ülke gündemimize taşıyabilir.
Şubat ortası itibariyle yer değiştirecek olan devlet otoritesinin başını temsil eden Güneş gezegeni ve 17 Şubat itibariyle gerileme hareketine Türkiye’ nin 9. Evi içerisinde başlayacak Merkür nedeni ile devlet yönetiminin başı ve en üst kademelerinde yer alan kişilerin, özellikle Türkiye’ nin vatan toprakları ilintili konularda yoğun mesai harcama potansiyelleri olduğunu göstermekte.
Uzun süredir biriken ve çözüm isteyen bazı konuların dış devletler ve Türkiye arasında yoğun görüşmeler gerektirmesi, ziyaretler ve toplantılarla iletişimin hızlanması mümkün.
Ayrıca yine Türkiye’ nin 9. Evinde 23 Şubat tarihinde Vedik Astrolojisine göre Satabisha Takımyıldızında gerçekleşecek olan Yeni Ay süreci, sorunlu bir konu başlığı hakkında dış dünya ile devlet otoritemizin iyileştirici, yapıcı bir sürece ön ayak olabileceğini gösteriyor.
Tüm bu zorlu enerjilerin arasında Şubat ayının en olumlu gezegen yerleşimi ise Venüs’ e ait olacak.
2-28 Şubat tarih aralığında Türkiye’ nin başındaki gücü temsil eden 10. Evi içerisinde yücelerek yerleşecek olan Venüs tüm bu kaotik gelişmeler yaşanırken, Türkiye’ nin iktidar gücünün başarılı hamleler yapabilmesine olanak tanıyacak.
Dünya üzerinde şiddet ve restleşmeler yaşanırken, Türkiye bu süreçten siyasi anlamda fayda görerek çıkma potansiyeline sahip.
Ayrıca 14 Şubat tarihinde Kuzey ve Güney Ay Düğümlerinin yani Rahu ve Ketu’ nun tam arasına girecek olan Venüs, Türkiye’ nin de dahil olduğu bir anlaşma-müzakere sürecinin yaşanabileceğine işaret etmekte.
Herkesin en çok merak ettiği deprem konusuna gelecek olursak:
Satürn’ ün Hint Astrolojisine göre Oğlak Burcu içerisine ve dolayısıyla Türkiye’ nin 8. Evine yerleşmesi nedeni ile ülke olarak irili ufaklı depremlerle önümüzdeki 2,5 sene boyunca sıklıkla muhatap oluyor olacağız.
Ancak özellikle önümüzdeki yaz ayları gökyüzünde son derece sıkıntılı ve sert yerleşimlerle sıkışacak olan Türkiye haritası, yıkım getirecek şiddette depremlerin olma potansiyelini maalesef yükseltmekte.
Bu konu başlı başına incelenmesi gereken bir alan olduğu için şimdilik bu genel bilgilendirme ile gelen sorulara kısa bir cevap vermeyi uygun buluyorum.
Sevgilerimle,
©Hint Astroloğu
2 Şubat 2020