Hint Astrolojisi Nedir?
Sanırım Hint Astrolojisininin ne olduğunu anlatmaya başlamadan önce; Hint kültürü, tarihi, inanışları ve işin biraz da mitolojik tarafına kısaca göz atmak gerekiyor.
Hint Astrolojisinin Hinduizm inanışı ile paralel giden bir iç felsefesi vardır. Bu sebeple Hint Astrolojisini anlamak için önce bazı kavramlara, başta da dünyada en fazla mensubu olan dinler arasında 3. sıradaki mistik Hinduizm’ e değinmekte fayda var.
Hinduizm, kelime anlamı olarak Hindistan ve Nepal bölgesinde yaşayan insanların dini inancına verilen isimdir.
Hinduizm inanışına göre “varlık” bu dünyaya neden geldiğinin bilincine ermek maksadı ile bir takım hayat yolculuklarından geçer ve sonunda asıl gayesine yani tanrı/yaradan ile birlikte olma bilincine, en üst seviyede ulaşır.
Nihai açıdan bakıldığında bizler için de çok yabancı olmayan sufizim, tasavvuf kavramlarına benzer bir felsefe gütmektedir.
Hinduizm’ içerisinde pek çok dini kültür ve inanç harmanlanmış durumdadır. Bu inançların bir araya geliş şekilleri de farklı yazım/anlatım tarzlarına sahiptir. Bu yazım tarzları ve konuları başlıca: Samhitalar (ilahiler), Brahmanalar (Ritüeller), Aranyakalar (Teoloji) ve Upanişadlar (Filozofi) olarak sıralanmaktadır.
Günümüzde içerisinde Hint Astrolojisi, Yoga, Ayurveda gibi modern dünyada da yaygın şekilde kullanılan kişisel gelişim ve aydınlanma öğretilerinin bulunduğu kaynaklar halinde karşımıza çıkan kadim bilgi birikimlerinin adına VEDA denmektedir. Veda kelimesi Sanskritçe Bilgi/Knowledge anlamına gelmektedir.
Vedalar; içerisinde dört farklı yazım tarzı kullanılmış, Hinduizm’in temellerini oluşturan, hatta kimi teorilere göre; dünyada sözel yolla aktarımı süregelen en eski bilgi kaynağıdır ve dört başlık altında toplanmaktadır:
1- Rig veda
2- Yajur veda
3- Sama veda
4- Atharva veda
Özetle Veda’ lar, sözel olarak nesilden nesile aktarılarak günümüze kadar ulaşmayı başarmış, insanlık tarihinin bilinen en kadim bilgi birikimleridir. MÖ. 4000’ e kadar uzanan varlığının yazılı belgelerine ulaşılabildiği ilk tarih MÖ. 1500-1000 Bronz Çağı zamanlarıdır.
Rigveda: Veda öğretilerinin bilinen ilk ve en eski olanıdır. Hindu tanrı mitolojisini anlatır ve çoğunlukla içeriğinde dinsel imgeler, ilahiler, tanrılara yakarışlar, büyüler gibi teolojik unsurlar bulunur. Son derece şiirseldirler ve 4’lü dizelerden oluşmaktadır. Bu nedenle “Mantra” kitabı olarak da tanımlanmaktadır.
Yajurveda: Dini bir ayinin içermesi gereken ritüelleri anlatır. Rahipler için bir nevi kullanım kılavuzu olarak da nitelendirilebilir. Bu nedenel “ritüel” kitabı olarak da anılmaktadır.
Samaveda: Ayinsel melodilerin toplandığı Veda’dır. İçindeki ilahiler adeta bir müzik notası gibi kullanılmıştır. İçerik olarak Rigveda’ nın özeti niteliğindeki bilgileri aktarmaktadır. Rig ve Sama birbirlerini tamamlarlar ve Samaveda “müzik” kitabı olarak da anılmaktadır.
Atharvaveda: içerik ve tarz olarak son Veda öğretisi Athavaveda ilk üçünden daha farklı bir yapıya sahiptir. İçinde çok sayıda büyü ve sihir öğretisi de bulunduğundan “Büyüler” kitabı olarak da anılmaktadır. Diğer Veda’ lara göre çok daha basit ve net bir anlatıma sahiptir.
En basit anlamı ile yazım tarzı şiirsel ilahilerden (Mantra) oluşan, tanrıları ve doğayı anlatan öğretilerin ortak adına Sanskritçe’ de Samhita denmektedir.
Düz yazı şeklinde olan ve içinde teknik tartışmaların da yer aldığı, dinsel adak/kurban ritüellerinin nasıl yapılacağını konu eden öğretilere Brahmana denmektedir.
Yine içinde tartışmaların, tariflerin düz yazı şeklinde bulunduğu Aranyakalar ise ormanlarda inzivaya çekilen meditasyon ehli kişilerin yaptığı tehlikeli ayinleri ve kullandıkları materyalleri anlatan öğretilerdir.
Ahlaki, dini ve metafizik konularda diyalogların yer aldığı öğretilere ise Upanişadlar denilmektedir.
İşin mitolojik kısmına baktığımızda ise;
Hint inancına göre Veda’ lar insanlığın yeryüzündeki yaradılışını sağlayan tanrı “Brahman” tarafından iletilen “duyulmuş” ve “hatırlanan”, dört ana kategoriye ayrılmış bilgiler topluluğudur. Bu bilgiler astronomik, fizyolojik ve ruhsal olarak birbirine sıkı sıkıya bağlı üç temele oturur.
Vishnu -ki kendisi tüm evrende var olmuş her şeyin biricik ve ilk kaynağıdır- dünya üzerinde insan ırkının var olması halinde, bunun nasıl olacağını merak etmiş ve karnından yeşerttiği bir Lotus çiçeği üzerinde Brahman’ı yaratarak, insan ırkının oluşumu konusunda kendisini görevlendirmiştir.
Hikâyeler Brahman’ın neyin içinde yaratıldığı konusunda çeşitlilik göstermektedir: Lotus çiçeği üzerinde, denizde, altın bir yumurta içinde, vb… Ancak Hint inancına göre kesin olan şey: insanlığın varlığını Brahman’a borçlu olduğudur.
Brahman, Vishnu’ nun bedeninden yaratılmış bir varlıktır ve dolayısıyla tanrısaldır. Bu nedenle Brahman, dünya üzerinde insanlığın varlığını sağlamak için, doğanın ve ruhun tüm bilgilerine sahip, kendi zihninin tezahürü olan, dört bedenli varlığı dünyaya getirir: Sanaka, Sanatana, Sanandana and Sanatkumara. (Dördünün ortak adı Kumaras’ tır.)
Ancak bu dört varlık, babalarının esas isteği olan “insan ırkının teşkil edilmesi” görevine karşı çıkarak, bilgelik ve tanrı yoluna (Vishnu’ ya) kendilerini adamayı seçerler. En saf ve en aydınlık bilginin temsilcisi olan Brahman’ ın dört ruhani evladı Kumaras’ lar, Hint inanışındaki dört Veda’ nın ilk öğrenenleri ve temsilcileridir. Veda bilgileri, ya da öğretileri, işte bu inanıştaki Brahman’ ın ruhani evlatlarından gelmektedir. Kumaras’ lara daha sonra “Rişi” de denmiştir.
Dört Veda, bir anlamda Dört Kumaras’ tır…
dört evladının kendisine karşı çıkışından sonra Brahman, Hindu inancına göre insanlığın atası olarak kabul edilen, dolayısıyla da içimizde her birinin özellikleri ile paralel nitelikler taşıdığımız, 10’ u erkek, 1’i dişi, evlatlarını yaratır ve insan ırkının dünya üzerindeki varlığı böylece başlar. (Marichi, Narada, Vashista, Bhrigu, Krathu, Atri, Angirasa, Pulaha, Prachethasa, Pulasthya, Sarasvati-dişi)
Hikâyenin bu noktasında tekrar Veda’ lara dönecek olursak; insanlık tarihi kadar kadim bir geçmişe sahip olan bu dört bilgi, içerikleri, ritüelleri ve zaman içerisindeki gelişimleri açısından da farklılıklar gösterir.
Barındırdıkları bilgi elbette yazılı hale getirilene kadar çeşitli kültürlerin etkileri ile yoğrulmuştur. Bu etkilerden özellikle MÖ. 6. Yüzyılda büyük Pers imparatoru Darius’ un Hindistan’ ı işgal edişi, Hint kültürünün dış kaynaklardan kalıcı olarak etkilenmeye başlaması açısından mihenk taşı niteliğindedir.
Batı kültürünün Veda’ lar ile tanışması 1830 yılındadır. Veda’ ların MÖ 4000’ li yıllarla tarihlenen bir bilgi olması nedeni ile Batı dünyasının bu kültür ve birikimle olan mesaisi aslında son derece yeni başlamış bir olaydır. Örneğin popüler kültürün trendleri arasında yer alan Ayurveda, Veda’ ların en eski, hastalıkları tedavi etmek için kullanılan ritüellerin/ilahilerin bulunduğu kısma ait öğretilerinden biridir…
Hint Kültüründe Veda’ ları anlayıp, yorumlayabilmek ve layığı ile öğrenebilmek için 6 farklı geleneksel disiplin kullanılmaktadır.
Bu disiplinlerin genel ismi Vedanga’ dır ve astronomi ile ilgili olan kolu Jyotisha öğretisi, günümüzde Hint Astrolojisi veya Vedik Astrolojisi olarak bilinmektedir.
Vedanga’ ların diğer 5 disiplini :
Fonetik (Sescil) öğretilerin bulunduğu Shiksha,
Ritüellerin anlatıldığı Kalpa,
Gramer öğretisini içeren Vyakarana,
Etimolojiyi içeren Nirukta ve
Şiir vezin öğretisi olan Chandas’ tır.
Gramer ve Etimolojiyi içeren disiplinlerin uygulanışı dört Veda için de aynıdır. Ancak içlerinde Vedik Astrolojisinin de bulunduğu Fonetik, Ritüel ve Vezin , dört Veda için de farklı disiplinlerle uygulanmaktadır.
Hint Astrolojisi’ nin içinde bulunduğu Vedangalar ilk olarak 8. Yüzyıl başlarında yaşayan ve Vedaların 4.’ sü Atharvaveda öğretilerini konsolide eden, Adi Shankara isimli bir Hint Filozofu tarafından, Upanishad -yani diyalog tarzında- yeniden düzenlenmiş ve yazılı hale getirilmiştir.
Vedangalar bir anlamda Veda’ ların içerdiği bilgilerin teknik anlamda gerçek hayata nasıl uygulanması gerektiğini tarifleyen reçetelerdir.
Bu reçetelerden bir tanesi olan Jyotisha, yani Vedik Astrolojisi de kişinin yaşam süresi içerisindeki bazı kadersel noktaları, Vedaları referans alarak, kadim bir bilgi doğrultusunda astronomik objeler yardımı ile çözümlemekte ve bireylerin hayatlarına ışık tutmaktadır.
Modern dünyanın 19. Yüzyılda İngilizce ışık anlamında Jyotish olarak tanıdığı bu öğreti, günümüzde yaygın olarak “Hint Astrolojisi” ve “Vedik Astrolojisi” olarak anılmaktadır.
Hint Astrolojisinin felsefesi kısmında, Jyotisha’ nın hayatınıza nasıl bir ışık tutabileceği ve bireysel çabalamalarınızın nasıl bir mecrada size en faydalı hale geleceği detaylı bir şekilde anlatılmaktadır…