Gökyüzünde Venüs dışında tüm gezegenlerin Nisan 2016 Burç Yorumları yazımda da değindiğim gibi Retro/Geri hareket yapacağı, ülke olarak önümüzde yığılan konular ile ilgili en genel anlamda sonuç almakta zorlanacağımız bir ay geçireceğiz.
Türkiye’ nin kuruluş anı haritasında hiçbir gezegen Retro/Geri hareket içerisinde bulunmuyor. Dolayısıyla geri giden gezegen etkilerini ülke olarak daha yoğun hayatlarımızda hissedeceğiz.
Nisan ayı boyunca etkili olacak bu retro hareketler içerisinde hiç şüphesiz ki Hint Astrolojisi‘ ne göre etkisini üzerimizde en fazla hissettirecek olan gezegen Mars.
Zira Mars Nisan ayının tamamında yönettiği Burç kuşağında yani Akrep‘ te üstelik de Vedik Astrolojisine göre Vargottoma denilen güçlü bir konumda olacak ve gerileme hareketini de 17 Nisan’ da yine Vargottoma olarak başlatacak.
Hint Astrolojisinde ek olarak kullanılan haritalar bulunur. Detaylı olarak incelemek istediğiniz konuya göre bu haritalara başvurabilirsiniz. Bu ek haritalar içerisinde, ana haritayı etkileyen en önemli olanı ise Navamsa‘ dır. Navamsa Haritasındaki gezegenlerin bulunduğu yerlere göre ana haritadaki gezegenler daha da güçlü, yani bir anlamda daha da etkin hale gelirler. Ya da tam tersi ana haritada çok güçlü gibi duran bir gezegen Navamsa haritasında bulunduğu zor durumdan ötürü güç kaybedebilir.
Basitleştirecek olursak: ana haritadaki gezegen yerleşimlerinin ne kadar etkin çalışacağı Navamsa haritasındaki yerleşimlerine de bağlıdır.
Bir gezegenin ana haritadaki gücüne güç katan Navamsa yerleşimi ise gezegenin her iki haritada da aynı burçta yerleşmesidir. Buna Vedik Astrolojide gezegenin Vargottoma olması denir.
Vargottoma olan gezegen -Nisan ayının tamamı için Mars– temsil ettiği nitelikleri daha vurgulu, daha göze sokarak, ayırt edici şekilde yansıtmaya başlar.
Mars‘ ın Nisan ayının tamamında Vargottoma yaparak güç kazanmasının yanında bir de yönettiği Akrep Burcunda olması sebebi ile gücüne güç katılmakta.
Mars‘ ın Tutulmalar ve daha önceki yazılarımda da belirttiğim gibi özellikle ülke/Mundane astrolojisi içerisinde öne çıkan konuları ise her şeyden önce silah taşıyan kişiler, patlayıcılar, savaş, kavga, anlaşmazlık, diktatörler, suçlular, militanlar, isyankarlar, yangınlar gibi agresif davranışları atfedebileceğimiz kesimler ve yıkıcı olarak tanımlayabileceğimiz eylemlerdir.
Konumlandığı Akrep Burcu ise ülke astrolojisi açısından gizli, kanun dışı, yer altı örgütlerini, suçu, toplum güvenliğini ve dış ülkelerle olan finansal ilişkimizi temsil etmektedir. 20 Şubat itibariyle Akrep Burcuna yerleşen Mars gezegeni güç kazanmaya ve ülke olarak bize huzur vermemeye başlamıştır. Kamu güvenliği açısından oldukça kaygılı günler yaşadığımız ortadadır ve Mars‘ ın Akrep Burcundaki ilerleyişi bu atmosfer ile bire bir örtüşmektedir.
Mars‘ ın bu yerleşimi Türkiye Haritasının 6. Evine düşmektedir ki; uzunca bir süredir yazılarımda bahsettiğim gibi asker, polis, ulusal savunma, düşmanlar gibi konulara da ait göstergelere bu evden ulaşırız. Bu da Nisan ayında yine, diğer aylarda olduğu gibi asker ve polislerin gündemde olmak zorunda kalacağı haberler bizi meşgul edecek demektir.
Sonuç olarak Nisan ayının tamamında, 20 Şubat’ tan beri yaşadığımız ortamdan daha farklı bir durum ülkemiz açısından söz konusu olmayacak gibi durmaktadır. Hatta Nisan ayında Mars‘ ın bu konuları çok daha vurgulu şekilde gündemlerimize taşıması potansiyeli yüksektir.
Konuya ilgi duyarak yazıyı okuyanların “peki ne zaman kurtulacağız biz bu Mars‘ tan?” dediklerini duyar gibiyim. Maalesef bu soruya beklediğiniz kadar kısa bir zaman aralığı veremeyeceğim. Çünkü Mars Haziran sonuna kadar Akrep Burcundaki, Türkiye’ nin 6. Evinde yolculuğuna devam ediyor olacak ve doğası gereği bize kavgacı, huzursuz ve agresif etkilerini göndermeye devam edecek.
Bu nedenle Nisan ayının tamamında ve hatta ilerleyen aylarda da ülkemizde güvenlik ile alakalı konular hassas şekilde sınanmaya devam edecek. Yasa dışı örgütlerin dikkat çekici ve toplumun güvenliğini tehdit eder şekilde yaptıkları eylemlerde geçtiğimiz aylardaki gibi bir seyir izleme potansiyeli çok yüksek.
17 Nisan’ da başlayacağı Retro/ geri hareketinde ise Retro Satürn’ e de aynı burcun içerisinde eşlik edeceği için yansıttığı negatif etkiler katlanarak büyüyecektir diyebiliriz. Bizler de bunun sonucu olarak toplumda yaşanan olaylar üzerinde ne kadar az kontrolümüz olduğunu düşünerek daha karamsar bir ruh haline bürünebiliriz. Güvensizlik ve emniyette olma isteği bilhassa 17 nisan’ dan sonraki Mars‘ ın geri hareketli olduğu süreçte hayatlarımızdaki en etkin duygu olma niteliğinde gökyüzünde öne çıkıyor. Nisan ayında endişe, dikkat ve tedbir toplumun ortak ruh halini tanımlayan kelimeler olacaktır demek pek yanlış olmaz.
Mars kavga ve çekişmenin de temsilcisi olduğu için toplumda bir süredir zıt görüşler ile ayrışan kutuplar arasında iyice alevlenen tartışmaları “bu kadar da olmaz” dedirtecek seviyeye taşıma potansiyelini, yani ayrışmayı da Retro süreci içerisinde bekleyebiliriz. Önce hareket edip, sonra düşünmek Mars‘ ın felsefesi olduğundan ufak kıvılcımlarla alevlenip, büyüyen tartışmalar, çekişmeler insanları daha fazla taraf olma dürtüsü içerisine çekebilir.
Tüm bu izah etmeye çalıştığım etkiler Nisan ayından başlayarak Haziran 2016′ nın sonuna kadar hayatlarımıza hakim olacak enerjiler. Öncesinde yaşanmış olan Tutulmaların da harekete geçirdiği astrolojik etkiler düşünüldüğünde, önümüzde Mars‘ ın liderliğinde geçireceğimiz, tansiyonu düşmeye pek niyetli olmayan bir bahar ve yaz süreci bizleri beklemekte. Mars‘ ın sürat, tez canlılık ile de alakası olduğundan, Şubat’ tan beri hızla ve sarsıcı haberlerle değişen gündemin, temposunun yavaşlatması da Mars bu kadar kuvvetli iken şahsi kanaatimce maalesef pek mümkün gözükmemekte…
Bu esnada yabancı ülkelerle olan ilişkilerimizde de düşmanca tavırlarla karşılaşmamız süregelen bir etki olarak hale güçlü bir potansiyel. Ülke haritamızın 3. Evindeki geri giden Jüpiter ve yanındaki Rahu‘ da hala orada bulunan sorunları büyütmeye devam etmekteler. Bunlar özgürlük, basın yayın yasakları, komşu ülkelerle ilişkilerimiz, diğer uluslarla olan iletişimimiz, eğitim gibi konulardır. Bu konuların hepsi ülkemiz için zaten uzun süredir mevcut olan, ancak özellikle Nisan sonu, Mayıs- Haziran döneminde iyice su yüzüne çıkarak, bazı yeni gelişmelerle bizleri toplum olarak etkileri altına alma potansiyeline sahip, hassas nitelikli başlıklardır.
9. Evimizdeki Ketu‘ nun varlığı ise fanatik ve tutucu görüşlerin toplumda vurgusunu arttırma eğilimini kötü şekilde etkilemekte. Bu ev adaleti de temsil ettiğinden, Ocak 2016’ da buraya yerleşen Ketu bizlere adalet ve hukuk sistemimiz ile ilgili gözümüze sokarcasına olaylar yaşatmakta.
Ketu ve skandal kelimesi birbiri ile çok yakından ilişkilidir. 9. Evimizdeki Ketu‘ nun yerleşim kuvveti arttıkça, Eylül 2017′ ye kadar bizim için hukuk ve adalet sitemimizi, yurt dışı ilişkilerimizi de içerisine alarak pek çok sorgulatma yaşatacağı gözden kaçırılmaması gereken etkilerinden bir tanesidir. Türkiye’ nin uluslar arası itibarını temsil eden 10. Evinin lordu Jüpiter‘ in de Ketu‘ nun tam karşısında Rahu‘ nun yanında bu hengameden nasibini alması kaçınılmaz bir sonuç olarak karşımıza çıkmaktadır.
Mart ayındaki Tutulmalar ile ilgili yazımda ufak bir paragraf olarak değindiğim Türkiye’ nin 3-9 Evleri ekseni üzerinde Purvabhadrapada Takımyıldızında gerçekleşen Güneş Tutulmasının tetikleyebileceği etkilerden biri de sahtekarlık, yolsuzluk haberlerinin gündeme düşmesi idi. Tutulmanın hemen ardından Amerika’ da Reza Zarrab’ ın tutuklanması haberini aldık. Hakkında hazırlanan iddianamenin bir kısmı da “Birleşik Devletleri veya onun herhangi bir kurumunu dolandırmak” cümleleri ile tanımlanmaktadır ve bu olay ülkemizi yakından alakadar etmektedir…
İlgilenenler için Tutulmalar ile ilgili yazımdan o kısmın alıntısı aşağıdadır:
9. Ev Hint Astrolojisinde otorite konumundaki kişileri de temsil etmektedir. Devlet otoritesinin temsilcisi olan kişi ve kuruluşlar ile ilgili sıkıntılı, gergin bir sürecin de Mart itibariyle iyice belirgin hale gelmesi bu tutulmalar sonucunda yaşanabilir. Bu noktanın yurt dışı ilişkilerimize yansıması ve dış devletlerle daha net bir şekilde karşı karşıya kaldığımızı hissettiğimiz durumlar, olaylar da söz konusu diyebiliriz.
9 Mart tarihinde Güneş Tutulmasının Hint Astrolojisine göre yıkıcı enerjiler taşıyan ve değişim, dönüşüm etkilerini iyice tetikleyen Purvabhadrapada Takımyıldızında yaşanacak olması ise hepimizin güzel şeyler duymaya ihtiyacı olduğu şu günlerde maalesef bunu pek mümkün kılmamakta.
Bu takımyıldızın iki yüzlü, göründüğünün dışında farklı, gizli bir yapısı vardır. Sahtekarlık işleri ile de yakından ilgilidir. O nedenle Mart ayının tamamında ve Güneş Tutulmasını izleyen diğer aylarda yine bir sahtekarlık, yolsuzluk haberinin de gündemlere düşme olasılığı söz konusu.
Bu konu astrolojik olarak Güneş Tutulmasının sonucu niteliğinde ortaya çıktığından, etkisinin de bir anda kaybolmasını, gelip-geçici bir durum olduğunu maalesef ön göremeyiz. Dolayısıyla Türkiye’ nin dış ülkeler nezdindeki itibarını da Ketu ciddi şekilde negatif etkilemektedir ve bu etkiyi uzun bir süre de devam ettirecektir.
Nisan ayında Türkiye’ nin 10. Evine yerleşecek Venüs, devlet ve hükümet açısından itibarımızı daha pozitif bir duruma getirmek için bir takım olumlu gelişmeler yaşanmasının önünü açmaya istekli olsa da gökyüzünde bu kadar gezegen geri hareketli iken sonuç almanın çok da mümkün olacağını düşünmemekteyim.
Ayrıca ekonomik yönden ve diş ticaret açısından da 9. Evimizdeki Ketu bizi kısıtlamakta, yani hacmi düşürmektedir. Bu nedenle 2016′ nın tamamında dış ticaret ile uğraşanların dikkatli olması gerekliliği söz konusudur.
Bizlerin pek çok konuda 2014 sonu itibariyle başlayan bir daralma, kısıtlanma psikolojisinin içerisinde olmasına esas sebebiyet veren şey: Natal (Kuruluş anı) haritamızdaki Jüpiter ile Transit Satürn‘ ün Akrep Burcu içerisindeki kavuşumlarıdır. Bu durum ülkemiz için 2017′ ye kadar da devamlılığını sürdürecek. Jüpiter genişlemeyi bolluğu ve bereketi temsil eden bir gezegendir. Satürn ise kısıtlamayı, kayıpları ve idareli olmayı temsil eder. Temsil ettikleri konulardan da anlaşılacağı üzere iki gezegenin tabiatları birbirine son derece terstir. O nedenle de bu iki gezegenin transitler vasıtasıyla bir araya geldikleri durumlarda ülke ekonomilerinde küçülmeler, para piyasalarında daralmalar, işlerin durgunlaşması gibi durumlar söz konusu olur.
Bu sebeple Nisan ayında, üstelik hem Satürn hem de Jüpiter gökyüzünde birlikte geri giderken, ekonomik olarak riskli sayılabilecek yatırım araçlarından, bilhassa Borsa’ dan ve yüksek riskli yatırımlardan kaçınmak bireysel olarak en akıllıca seçenek olarak önümüzde durmaktadır…
Sevgilerimle,
©Hint Astroloğu
31 Mart 2016