Ekim ayı, gezegenlerin Hint Astrolojisine göre Başak ve Terazi Burçları üzerinde yoğunlaşan enerjilerine sahne olacak.
Türkiye’ nin kuruluş anı haritasında yazılarımı takip edenlerin aşina oldukları gibi özellikle Terazi Burcu yoğun yerleşimlere sahip.
Hatta Jüpiter’ in Eylül ayında buraya yaptığı geçiş ile önümüzdeki 1 sene içerisinde öne çıkacak konu başlıklarından bir tanesinin eğitim sistemi ilintili olabileceğini belirtmiştim ki; Teog sınavının kaldırılması ile birlikte eğitim sistemine Jüpiter’ in transit etkisinin ilk dokunuşunu hissettik.
“……..Dolayısıyla Türkiye’ nin 5. Evi üzerinde ilerlerken, önümüzdeki 1 sene içerisinde, Türkiye’ nin gündeminde genişleyen bir etki ile şu konu başlıklarını görüyor olacağız:
Dizi, filim oyuncuları, sanatçılar, meşhur – medyatik insanlar ilintili haberler. Bu sektörde genişleme – büyüme etkisi.
Turizm sektöründe genişleme. Ya da bu sektör ilintili bazı olaylara dikkat çekilmesi.
Borsa başta olmak üzere spekülatif kazanç araçlarının yaygın kullanımı.
Toplum üzerinde daha pozitif bir atmosferin hakim olması. Ancak balans, adalet, uyum arayışının da fazlaca hissedilmesi.
Doğum oranında artış. Eğitim sisteminde değişiklikler.
Gençlerimizin ve hükümet temsilcilerinin ön plana çıktığı gelişmeler.”
Jüpiter Türkiye’ nin 5. Evi üzerindeki yolculuğuna henüz yeni başladığından, eğitim sistemi ilintili değişiklik durumunun kısa bir süre içerisinde netliğe kavuşma potansiyelini açıkçası görmemekteyim. Daha doğrusu, Teog sonrası ne olacak? Sorusuna netlik kazandırılsa bile akabinde yaşanacak başka sistem değişiklikleri ile de dikkatlerimiz yine eğitim sistemine kaymaya devam edebilir.
5 Ekim tarihine yakın günlerde Hint Astrolojisine göre gökyüzünde Terazi Burcunda ve Türkiye’ nin 5. Evinde gerçekleşecek olan Dolunay, eğitim ilintili konularda netlik kazanma sürecine katkıda bulunma potansiyeline de sahip.
Ekim ayı içerisinde dikkatimi çeken bir diğer gezegen yerleşimi ise Mars’a ait.
Türkiye’ nin ana haritasında (Kuruluş anı/doğum haritası) Mars gezegeni Başak Burcunda ve 4. Evinde yerleşmiş bulunmakta. 4. Ev ve Başak Burcu Toprak ilintili konularla özdeşleşen başlıklara sahip. Transit halindeki Mars ise ani enerjileri, yıkıcı hamleleri tetikleme potansiyeline sahip bir gezegen. 13 Ekim itibariyle Aslan Burcunu terk edip, transitine Başak Burcu içerisinde devam edecek olan Mars, Kasım sonuna kadar burada kalacak. Maalesef bu etki Türkiye haritası üzerinde deprem olma riskini arttıran bir enerji. Mars’ ın Başak Burcu içerisinde yapacağı yolculukta 13 Ekim – 30 Kasım arası sadece deprem değil, sel-su baskını, fırtına, heyelan, maden kazaları gibi riskleri de –hepsi toprak ilintili doğa hareketleri olduğundan- gündeme getirmekte.
Mars Başak Burcu’ na geçmeden evvel yani 1-13 Ekim aralığında, Hint Astrolojisine göre Türkiye’ nin 3. Evi üzerinde ilerliyor olacak ki; bu da sınır komşularımız ile ilgili yaşadığımız stresli gündem etkilerinin durulmaktan uzak olduğunu göstermekte.
Hatta Türkiye’ nin düşmanlarını temsil eden 6. Evindeki Satürn’ ün Gandanta süreci içerisinden geçtiğini de dikkate alırsak; bu etki çok daha uzun süre Türkiye’ nin başını ağrıtacağa benzemekte.
Vedik Astrolojide Gandanta sürecinden geçen gezegenler , yanan yolda ilerleyen ve kötü enerjiler yansıtmaya meyilli etkiler verirler. Satürn ise uzunca bir süre bu yolda kalmaya devam edecek. 26 Ekim tarihine kadar 6. Evin konuları olan düşmanlarımızı, yer altı örgütlerini, Türkiye’ ye karşı hareket etmek isteyen güçleri Satürn geçtiği dereceler itibariyle kızıştırmaya devam edecek. 26 Ekim tarihi itibariyle Yay Burcuna ve Türkiye’ nin 7. Evine yerleşerek Gandanta yani yanan yoldaki yolculuğuna Kasım sonuna kadar devam edecek ki; bu da bizim dış ülkeler ile olan ilişkilerimizde, dış ticaretimizde son derece olumsuz ve bizi zorlayan koşulların gelişebileceğine karşı uyarmakta.
Tüm bu zorlayıcı enerjiler arasında, daha önceki yazılarımda belirttiğim gibi devlet otoritesini temsil eden Güneş gezegenin de Terazi Burcu içerisinde debil/düşüş konumunda 17 Ekim itibariyle bulunmaya başlaması, devletin gelişen durumları yönetmek konusunda basiretli bir tutum sergilemekten uzak kalabileceği riskini de ortaya çıkarmakta.
Kısacası Ekim ayında Türkiye toprakları dışında iletişimde olduğu ülke ve insanlar açısından zor bir sınavdan geçeceğe benzemekte. İç politikadan ziyade dış politika ilintili konulara ülke olarak tüm dikkatimizi yöneltme potansiyeline sahibiz.
Bir önceki aya ait yazımda belirttiğim gibi Rahu ve Ketu’ nun Eylül ayında yer değiştirmesi ile birlikte Türkiye’ nin önünde mali konulara odaklanma süreci de başlamış oldu. Yolumuz uzun zira Node’ ların (Rahu ve Ketu) Türkiye’ nin 2 ve 8. Evleri üzerindeki yolculuğu 1,5 sene sürecek!
Ketu’ nun 8. Evimize geçmesi ile birlikte ilk etkiyi MTV oranındaki artış ile yaşadık. Zira 8. Ev Vergi oranlarını da temsil eder.
Ancak ekonomik anlamda üzerimize alacağımız yüklerin bununla sınırlı kalacağını düşünürsek çok yanılırız.
O nedenle Eylül ayında yayınladığım yazıdan bu konu başlığı ile ilgili paragrafı tekrar hatırlatarak Ekim ayı yazısını bitirmek istiyorum:
“………Tüm bu göstergeler Türkiye’ nin önündeki 1,5 senelik süreçte ekonomik anlamda inişli-çıkışlı etkiler ile boğuşacağına işaret etmekte.
Ayrıca faiz oranlarındaki dalgalanmalar, enflasyon gibi sebepler nedeni ile bazı insanların fazlası ile zenginleştiğine, bazı kesimlerin de giderek fakirleşmesine şahitlik edebiliriz. Ayrıca spekülatif piyasalarda iyi hamleler yapabilenler için ani zenginlik artışları da olabilir. Yani piyasada yeni zenginler türeyebilir.
Ancak tüm bu göstergeler, özellikle 2018’ de finansal stabilizasyon anlamında Türkiye açısından pek parlak etkilerin söz konusu olamayacağına işaret etmekte.
Özellikle tam karşıdaki 8. Eve yerleşen Ketu’ nun doğal afetleri tetiklemesi potansiyeli de göz önünde bulundurulduğunda, finansal anlamda yaşanacak olan afet benzeri olaylardan da ekonomimizin zarar görebileceği ihtimalini aklımızdan çıkarmamalıyız……”
Sevgilerimle,
©Hint Astroloğu
1 Ekim 2017