Çok fazla soru geliyor.
Yine deprem olacak mı?
İstanbul’da da olacak mı?
Nerde olacak?
Ne zaman olacak?
…
Hepsine tek tek dönüş yapmam mümkün değil.
O nedenle bu ayki Türkiye yazısının konusu elbette ki 6 Şubat tarihinde yaşadığımız tarifsiz felaket yani deprem olacak…
Kafanızdaki sorulara da elimden geldiğince basitleştirerek bu yazı vasıtası ile cevap vermeye gayret edeceğim.
Başlayalım:
- Bir ülkenin kuruluş haritasında topraklarını gösteren yer 4. Evdir.
- Ani, beklenmedik, yıkıcı ve kötü olayları işaret eden gezegen ise Mars’ tır. (Ma)
Hint Astrolojisine göre çıkartılmış Türkiye haritasının aşağıdaki resmine bakacak olursanız, siz de astroloji hakkında hiçbir şey bilmeden, çıplak gözle yukarıdaki 2 satır açıklamayı dikkate alarak Türkiye’ nin 4. Evinde Mars’ ın yerleştiğini ve bunun toprak ilintili yıkıcı olayların habercisi olabileceğini söyleyebilirsiniz.
Jeolojik açıdan bilim adamlarının beyanları da yıllardır bu yerleşimi zaten teyit etmektedir.
Türkiye Cumhuriyeti payidar kaldıkça – Çünkü bu yukarıdaki harita 29 Ekim 1923 tarihli Cumhuriyet’ in ilan edildiği gün ve saate göre oluşturulmuştur– Türkiye astrolojik açıdan yüreğini yakan deprem/toprak felaketleri, yani genel manada afetlerle sınanmaya aralıksız şekilde devam edecektir.
Vedik Astrolojisi açısından net bilgi…
Yazalım bir kenara…
Maraş depremleri neden oldu?
Cevaplar aslında basit.
Ancak Maraş depremine gelmeden evvel, Türkiye tarihindeki iz bırakan depremlere, geçmişe dönerek, biraz göz atmamız gerekiyor.
Çünkü Astroloji istatistiki bir data’dır.
Benzerlik yasasına dayanarak potansiyel öngörülerini oluşturur.
İçten gelen bir kehanet değildir.
Yakın çevremin bildiği üzere ben bu konuda çok uzun süredir gökyüzünün istatistiğine bakarak bazı eşleşen verileri toparlayabildiğimi düşünüyorum.
Bu sebeple de İzmir depremi öncesi -takip edenlerin hatırlayacağı gibi- deprem potansiyel riskinin yükseldiğine aylarca yazılarımda değinmiştim.
Aşağıda yinelediğim uyarıyı her defasında hatırlatarak:
“Bir depremin Astroloji ile -oluşma potansiyelinin yükseldiği riskli zamanları- işaret etmek mümkündür. Ancak kesin olarak şu tarihte ve şu yerde bir depremin gerçekleşeceğini söylemek şu anki tüm dünya üzerindeki astroloji bilgi seviyesi ile mümkün değildir. Zaten öyle olabilseydi, tüm depremler önceden astroloji ile tespit edilip, önlemi alınıyor olurdu.”
Şimdi de çok önemli bir uyarı olduğunu düşünüyorum.
Bu uyarıyı yapmama sebep olan neden ve niçinleri sizlerle paylaşacağım.
Astroloji kaynaklı korku ve endişe duygularına bir nebze olsun cevap verebilmek, konuyu izah edebilmek ve sizleri doğru şekilde bilinçlendirebilmek maksadı ile…
Dönelim geçmişe…
Aşağıda Türkiye Cumhuriyeti’ nin kuruluşundan sonra 7 ve üzeri gerçekleşen depremlerin listesini bulabilirsiniz.
Bu listeye Kandilli Rasathanesinin büyüklüğünü 6,6 olarak açıkladığı İzmir depremini de çok taze olduğu için eklemeyi uygun buldum:
1-) 7.05.1930 Türk –İran Sınırı Büyüklük: 7,2
2-) 27.12.1939 Erzincan Büyüklük: 7,9
3-) 20.12.1942 Erbaa (Tokat) Büyüklük: 7
4-) 27.11.1943 Ladik (Samsun) Büyüklük: 7,2
5-) 1.02.1944 Gerede-Çerkeş (Bolu) Büyüklük: 7,2
6-) 18.03.1953 Yenice (Çanakkale) Büyüklük: 7,2
7-) 25.04.1957 Fethiye-Rodos(Muğla) Büyüklük: 7,1
8- ) 26.05.1957 Abant (Bolu) Büyüklük: 7,1
9-) 6.10.1964 Manyas (Balıkesir) Büyüklük: 7
10-) 28.03.1970 Gediz (Kütahya) Büyüklük: 7,2
11-) 24.11.1976 Muradiye (Van) Büyüklük: 7,5
12-) 17.08.1999 Gölcük (Kocaeli) Büyüklük: 7,8
13-) 12.11.1999 Düzce Büyüklük: 7,5
14-) 23.10.2011 Van Büyüklük: 7,2
15-) 30.10.2020 İzmir Büyüklük: 6,6
16-) 6.02.2023 Maraş Büyüklük: 7,4
17-) 6.02.2023 Maraş Büyüklük: 7,6
* Tüm veriler Kandilli Rasathanesi http://www.koeri.boun.edu.tr/sismo/2/tr/ sayfasından alınmıştır.
Bu depremlerin bazıları ile ilgili vukuu buldukları anda gökyüzünün gezegen yerleşimlerini size aktaracağım.
Görsel olarak dikkatinizi vererek bakarsanız, benzerlikleri sizler de astroloji bilmeden yakalayabileceksiniz.
Öncelikle bazı tespitler yapalım:
Yukarıdaki listeden anlaşılacağı üzere Türkiye’ de Cumhuriyet kuruluş sonrası 7 ve üzerinde 16 adet büyük deprem yaşanmıştır. (İzmir Depremini 6,6’ lık büyüklüğü nedeni ile tespitin dışında bırakıyorum.)
Bu depremlerin oluştuğu esnada Hint Astrolojisine göre gökyüzü gezegen yerleşimleri, -aşağıdaki haritalardan da kendi gözlerinizle gördüğünüz gibi– 7 tanesi için “Kare Görünüm” dediğimiz şekilde dizilmiş vaziyettedir. (Erzincan depreminde 2 tane ayrı ayrı kare görünüm oluşumu vardır.)
Oransal olarak bu gezegen diziliminin listede 7 üzeri deprem üretme sıklığı: %43,75’ tir.
Deprem Haritaları:
Kısaltmalar:
Mo= Ay, Me= Merkür, Ve= Venüs, Ma=Mars, Ju=Jüpiter, Ra=Rahu, Ke=Ketu, Ur=Uranüs, Pl=Plüton, Ne= Neptün
Bahsi geçen 7 depremde Ay’ ın konumunun, depremi tetikleyen bu “kare görünüm” denilen yerleşimi tamamlayıcı pozisyonda olduğunu hepsinde -Düzce Depremi hariç- fark edebilirsiniz.
Haritaların içindeki siyah kontürle çizilmiş karelerin bir köşesinde mutlaka Ay’ ı (Mo) göreceksiniz.
Aklınıza şöyle bir soru da gelebilir: “İyi de Satürn, Ketu ve Rahu’ da çoğunlukla işin içinde gibi gözüküyor.”
Çok haklısınız.
Öyleler!
Ancak Ay’ ı daha özellikli kılan bir durum var.
Şöyle ki;
Astrolojide gök cisimlerinin hareket sürelerini incelediğinizde Ay’ ın 2,5 günde bir başka bir burç kuşağına geçtiğini görürsünüz.
Yani “Ay” astroloji analizlerinde kullanılan gök cisimleri arasında en hızlı hareket edenidir.
Oysa ki Satürn bir burç kuşağından diğerine yaklaşık 2,5 senede bir geçiş yapar.
Rahu ve Ketu ise yaklaşık 1,5 senede bir.
Jüpiter yaklaşık 1 senede, Mars 2 ayda, Güneş 1 ayda, Venüs 25 günde, Merkür ise 16-20 günde bir burçlar arasında geçiş yaparlar.
Bundan dolayıdır ki astrolojide Satürn, Rahu, Ketu ve Jüpiter “Ağır Hareketli”;
Mars, Güneş, Venüs ve Merkür “Hızlı Hareketli” gezegenler olarak anılırlar.
Ülke haritalarını incelerken kullandığımız Plüton, Uranüs ve Neptün’ ün burç değiştirme zaman aralıkları ise çok çok daha uzundur.
Uranüs 7, Neptün 14, Plüton minimum 12 yılda bir kez yer değiştirir.
Ay ise tüm burç kuşaklarını 28 günde dolaşıp döngüsünü tamamladığından; hepsinden öte oldukça hızlı enerjileri değiştiren, çoğu zaman bir şeyleri tetikleyen gök cismi konumundadır.
Şimdi Ay’ ın depremlerde neden tetikleyici olduğu konusuna geri dönelim.
Yukarıda, gezegenlerin yer değiştirme sürelerini sizlerle paylaştım.
Bu durumda sizin de kolayca tahmin edebileceğiniz gibi tam olarak depremin gerçekleştiği günden
3-5 gün veya
1 hafta önce
ya da sonra,
Ay dışında kalan tüm gezegenler -hiçbir hesap yapmadan, astroloji programına başvurmaya gerek duymadan- kaba taslak bir muhakeme ile muhtemelen aynı yerde duruyorlardı değil mi?
Evet öyleler…
Şimdi bu durumda yapılan açıklamalar sonucunda elimize ilk veri geliyor:
Demek ki Ay’ın hareketleri ve fazları büyük depremler esnasında önem arz ediyor. Depremi tetikliyor.
Ama bununla beraber akla başka bir soru da gelmeli!
Ay 28 günde tam döngüsünü tamamlıyorsa; yaklaşık 28 gün sonra da başladığı yere -yukarıdaki haritalarda gördüğünüz konuma- geri dönmez mi?
Cevap: Evet döner…
Şimdi bu durumda hemen ama hemen en son yaşadığımız Maraş Deprem felaketinin haritasına bir kez daha dikkatle bakalım.
Haritanın içine çizmiş olduğum “kare” nin:
Bir köşesinin Plüton (Güneş ile birlikte) ,
Bir diğer köşeninin Rahu,
3. Köşenin ise Ketu ile birleştiğini fark edeceksiniz.
4. Tamamlayıcı köşe ise Dolunay fazında seyreden Ay…
Ee bu durumda, yaklaşık 28 gün öncesinde de Ay aynı noktada değil miydi?
Ya da 28 gün sonra yine bu konuma/noktaya gelmeyecek mi?
Cevap: Evet 28 gün önce de öyleydi! 28 gün sonra da yine aynı duruma gelecek!
Neden peki 28 gün önce yaşamadık biz bu felaketi?
Şimdi sizlerle aşağıda, deprem felaketinden 1 ay önceki 8 Ocak 2023 tarihli gökyüzü yerleşimlerinin görüntüsünü paylaşıyorum.
İnceleyin ve karar verin: Aynı “kare görünüm” var mı? Yok mu?
Gördüğünüz gibi var…
Şimdi belki arada belki biraz daha astroloji bilgisi yüksek olanlar “ama yukarıdaki haritada Dolunay yok ki? Maraş depreminde Dolunay vardı, o sebeple oldu” diyebilirler.
O zaman ben de hemen şunu sorarım onlara: 99 Gölcük Depremi haritasında Dolunay var mı?
Cevap: Yok… Hatta Erzincan depremi dışında yukarıda bahse konu olan “kare görünüm” ve “Dolunay” oluşumu, aynı anda hiç bir haritada yok!
O zaman Dolunay depremi tetiklemekle ilgili garanti veren bir parametre olamaz…
Ya da 28 gün sonra (Tam tarih vereyim: 3-4-5 Mart) deprem yaşamayacağımızın astrolojik olarak bir garantisi var mı?
Şimdi de Mart ayının başında yaşayacağımız (3-4-5 Mart) Dolunay öncesi gökyüzünün haritasına bakalım:
Yukarıdaki haritada “kare görünüm” var mı? Var…
Dolunay var mı? Yok (Ben sizin adınıza cevap veriyorum, görüntüden Dolunay’ ı tespit edemezsiniz. 7 Mart tarihinde Dolunay gerçekleşecek. Bu haritada yok.)
Kim kesin bir netlikle 3-4-5 Mart 2023 tarihlerinde ülkemizde deprem olmayacak diyebilir?
…
Maalesef bu soruların cevabı yok.
Elbette ki Maraş depremi esnasında gökyüzünde bu kare görünümü kuvvetlendiren Güneş’ in de işin içinde olması nedeni ile güçlendirici bir Dolunay Fazı var.
Hatta tarihi biraz daha öteye götürelim: 14-15 ve 16 Ağustos 2023 tarihlerinde yine 4. Köşede (Hint Astrolojisine göre orası Yengeç Burcu) gerçekleşecek olan Yeni Ay fazında aynı şiddette bir depremin oluşmayacağının ne garantisi var?
15 Ağustos 2023 gökyüzü haritasını da koyuyorum buraya.
Bana soracak olursanız risk potansiyeli pek çok ayda olduğu gibi Ağustos ayında da çok yüksek…
Kim kesin bir netlikle 14-15-16 Ağustos 2023 tarihlerinde ülkemizde deprem olmayacak diyebilir?
Yanıt yine aynı maalesef…
Bilemezsiniz…
Ancak elbette ki deprem potansiyelinin yükseldiği gökyüzü konumlarını işaret edebiliriz. Ediyoruz da zaten…
2023 senesinde kare görünümü oluşturan ağır hareketli Plüton yer değiştirmeyecek,
Rahu ve Ketu da yer değiştirmeyecek…
Bu durumda Yengeç Burcu içerisine geçiş yapacak olan her “hızlı hareketli gezegen” yani: Venüs, Mars ve Güneş bu oluşumun -kare görünümün- gerçekleşmesi için zemin hazırlayacaklar demektir.
Mars: 10 Mayıs-1 Temmuz,
Venüs: 30 Temmuz-1 Ekim,
Güneş: 17 Temmuz-17 Ağustos
Merkür 16 Temmuz -1 Ağustos tarihleri arasında Vedik Astrolojisine göre Yengeç Burcu (Kare’ yi tamamlayan köşe) içerisinde olacaklar.
Kapattık mı neredeyse 2023 yılının tamamını?
Kapattık…
Ocak ayında yazmıştım.
2023 sıkıntılı bir yıl…
Satürn döve döve öğretir.
Toplumun ahlak, vicdan, farkındalık ,muhakeme yapısını ve iktidarı acı tecrübelerle sınıyor.
2025’ in ilk çeyreğine kadar da sınamaya devam edecek. Değiştirecek…
Deprem konusuna geri dönelim…
Depremi oluşturan tek gökyüzü dizilimi elbette ki “kare yerleşim” değil.
Yukarıda listelediğim 17 deprem felaketinin çoğunluğu evet bu gezegen yerleşiminin sonucu olmuştur.
Geri kalanlarında -yani listedeki diğer 10 depremde- ise yine ciddi derecede olumsuz sayılan “Yod” ya da “Sapan” yerleşimleri mevcuttur.
Bu geri kalan YOD oluşumlu 10 depremin haritalarını sizlerle paylaşmamamın sebebi, anlaşılabilir olması için asgarinin biraz üzerinde astrolojiden anlamanız gerekliliği olduğunu peşinen kabul etmemdendir.
Bu oluşumları da inceleyerek kafanızı iyice karıştırmak istemedim.
Kaldı ki; astrolojide sadece gökyüzü yerleşimlerinden YOD veya kare görünüm belirleyerek de bir deprem öngörüsünde bulunmak yanlıştır.
Bunlar da tek başına yeterli değildir.
Retroları, gezegenlerin istasyon derecelerini, ülkenin tajaka/yıllık haritasını, geçtiği dasa dönemini, gezegenlerin paralellik -karşıtlık derecelerini, kuruluş anı haritası gezegen konumlarını, transit yapan gezegenlerin kuruluş anı (Rasi) haritasının neresine düştüklerini, en önemlisi Güneş ve Ay Tutulmalarını da işin içerisine katmanız gerekir.
Hepsi bu kadar da değil! Çok daha fazlası var.
Ve bu gerçekten insanın beyin kapasitesini aşırı derecede zorlayan bir çalışmadır.
2020 yılı başından beri bu konuya ciddi emek vermekteyim… Oradan biliyorum…
Bu yazıyı yazmaktaki amacım, hepinizin anlayabileceği basitlikte, görüntülerle bir depremin ne zaman ve nerede olacağını nokta atışı ile bilmenin neredeyse imkansıza yakın bir öngörü olduğunu anlatabilmekti.
Bu anlatımla, bana özel olarak gelen soruları da topluca yanıtlayabilmekti.
Yine deprem olacak mı ve ne zaman olacak? sorularına buraya kadar izah ettiklerimle -ortalama bir basitlik seviyesinde- anlaşılır şekilde cevap verdiğimi düşünmekteyim.
Özetleyecek olursam:
2023 yılının tamamında, her ayın en az 3 günü sadece “Ay” bile tek bir parametreyi -kare görünüm- aktif hale getirerek zaten deprem üretmeye potansiyel teşkil etmektedir.
10 Mayıs-1 Ekim tarihleri arasında ise zaten “Ay” dışında kalan gezegenler saydığım pek çok parametreden tek bir tanesi olan “kare görünümü” tas tamam oluşturuyor olacaklar…
3 Ekim’den başlayarak Kasım’ ın 16’ sına kadar Mars ise “Topraklarımızı” gösteren 4. Evimizin Yöneticisi üzerinde, üstelik de Ketu ile birlikte ikamet edecek.
En başta ne demiştik?
“Bir ülkenin kuruluş haritasında topraklarını gösteren yer 4. Evdir.”
2023 Aralık ayında da bu arada “Kare Görünüm” Ay’ ın sirkülasyonu ile hala aktif durumda olacak…
Hepsinden daha önemlisi 2023 -2024-2025 yıllarında Rahu ve Ketu bizim 4. evimiz ile bağlantılı noktaları sıkıştırdığı Terazi-Başak Burçları içerisinde seyredeceğinden, gökyüzü sürekli bir “YOD-Sapan” ya da “Kare Görünüm” enerjisi içerisinde bulunmaya devam edecek…
Çoğu zaman Ay, kimi zamanlarda diğer hızlı hareketli gezegenler: Mars, Güneş, Venüs veya Merkür, bu deprem potansiyelini yükselten enerjileri tetikliyor olacaklar…
Hal böyle iken! 2023 senesi için deprem öngörüsünde bulunmak ne kadar anlamlı sizce?
Koca bir tarih aralığını verdikten sonra, isabetli bir öngörüden bahsetmek mümkün olabilir mi?
Şimdi gelelim “nerede” olacak? “İstanbul’ da mı olacak” sorularına…
Hint Astrolojisinde depremin nerede olacağı bilgisine yönleri gösteren bazı işaretler vasıtası ile ulaşılabileceği noktasında bazı teoriler olduğu doğrudur.
Gezegenler, burçlar, takımyıldızlar gibi araçlarla bu konuda bazı çıkarımlar yapılabilir.
Ancak “deprem olmadan önce” bu bilgiyle de isabetli bir potansiyel belirlemek, hele de “şehir” bazında! Maalesef pek mümkün gözükmemektedir…
Yön işaret edebilirsiniz bir noktaya kadar belki?
Ancak bugüne kadar gerçekleşmiş 7 üzeri depremlerin istatistiğini incelediğimde bu konunun da gösterdiği benzerliği “kural-patern” oluşturmayacak kadar istikrarsız buluyorum.
Bu sebeple “şehir” bazında yapılacak bir tahminde bulunmayı da pek doğru bulmuyorum.
Yönler konusunu tıpkı deprem potansiyeli gibi basit şekilde izah etmeyi isterdim.
Ancak maalesef bu konu yine bazı detay astrolojik bilgi disiplinine hakim olmayı gerektirmekte. O nedenle ayrıntıya girmeyeceğim.
Sonuç Olarak:
Kuruluş anı net olan ülkeler açısından deprem riskinin oluşma potansiyelini evet söylemek mümkündür.
Mars’ ın bu seneki 30 Ekim 2022’ de başlayan Retrosu, Vedik Astrolojisine göre çıkartılmış ülke haritamızın Yükselen Burcu İkizler üzerinde gerçekleşmiş olması nedeni ile maalesef deprem konusunu bizler için çok riskli hale getirmiştir.
25 Ekim 2022 tarihinde topraklarımızı gösteren evimiz olan, 4’ ün yönetici gezegeninin, ikamet ettiği Terazi Burcu içerisinde gerçekleşen Güneş Tutulması da bu potansiyelin üstüne tuz biber ekmiştir.
Ekim 2023’ te yaşanacak Tutulmaların gökyüzündeki yerleri de maalesef ülke haritamız açısından hiç iç açıcı bir noktaya isabet etmemektedir.
Daha önce de belirttiğim gibi bir depremin oluşma potansiyeli sadece “kare görünüm” ile bağlantılı değildir.
Etkileyen pek çok faktör var konuyu…
Bu yazıda sizlerin de anlayabileceği düzeyde bir bilgi ile “gözle görünen kadarını” paylaşmak istedim.
O nedenle başlarda yazdığımı tekrar yinelemek istiyorum:
“Bir depremin Astroloji ile -oluşma potansiyelinin yükseldiği riskli zamanları- işaret etmek mümkündür. Ancak kesin olarak “şu tarihte” ve “şu yerde” bir depremin gerçekleşeceğini söylemek şu anki tüm dünya üzerindeki astroloji bilgi seviyesi ile mümkün değildir. Zaten öyle olabilseydi, tüm depremler önceden astroloji ile tespit edilip, önlemi alınıyor olurdu.”
Türkiye için zor bir yıl 2023… Maalesef Dünya için de öyle…
Çok üzgünüm…
Çok üzgünsünüz biliyorum…
Hepimize sabır diliyorum…
Merak ettikleriniz için “Kısa Bilgiler” bölümüne bakabilirsiniz.
©Hint Astroloğu
28 Şubat 2023