Türkiye çok gergin, üzücü, huzursuz bir Temmuz ayını geride bıraktı.
Yıl başından beri aylık etkileri aktardığım pek çok yazımda, 2016 yazının Hint Astrolojisine göre gezegen yerleşimleri ve hareketleri sebebi ile Türkiye için oldukça sıkıntılı bir sürece işaret ettiğini defalarca belirtmiştim…
15 Temmuz gecesi Mars yıkıcı etkilere sahip Vishakha Takımyıldızında, Akrep Burcunda ve 0 derecede; Retro/Geri hareketteki Satürn ile birlikte iken; yanlarına gelen ve Akrep Burcunu hiç sevemeyen Ay ile birlikte, Türkiye’ nin asker, silahlı kuvvetler, polis gibi güçlerini ayrıca da düşmanlarını temsil eden evinde, bize hafızalarımızda son derece karanlık olarak yer edecek olan geceyi yaşattılar.
Ay‘ ın zaten sıkıntılı enerjiler içerisinde olan Mars ve Satürn‘ ün yanına yerleşmesi; olayların içine halkın çekilmesini de beraberinde getirdi. Olayla ilgili Ay – Satürn birlikteliği güvensizlik ve kafa karışıklığı hissinin de insanların üzerinde 17′ sine kadar hakim olmasına sebebiyet verdi.
Temmuz 2016 ve Türkiye yazımda belirttiğim, Mars‘ ın kötücül enerjilerini, 0 derecede olduğu sürede hep birlikte, olabilecek en ağır hallerinden biri ile tecrübe ettik.
Vedik Astrolojisine göre Türkiye Cumhuriyeti kuruluş (Rasi) haritasının içinde kodlu; 2 çok büyük ve güçlü koruma Yogası (YOGA: Hint Astrolojisinde gezegenlerin belirli kurallar çerçevesinde haritada özel olarak yerleşim, görünüm yapmaları etkisine verilen isimdir.) bulunmaktadır.
Bu Yoga’ lardan 1 tanesinin varlığı bile harita üzerinde büyük bir kalkan gibi işlev görüp, onu korur.
Hatta gökyüzündeki gezegenlerin, söz konusu yogaları aynı anda oluşturacak şekilde yerleşmeleri, son derece nadir gerçekleşen bir durumdur.
Bu yogaların varlığının pozitif etkisi haritayı korumalarıdır ancak büyük sınavlardan geçirerek harita sahibini hem sınar, hem de korurlar.
Dilimize yerleşmiş, ortak kültürümüzün güzel ifadelerinden biri olan “Allah korusun/korudu” sözü Hint Astrolojisine göre sanki ülke haritamızın üzerinde büyük harflerle yazmaktadır.
Türkiye Cumhuriyet tarihi boyunca pek çok sancılı sürecin içerisinden geçmiştir. Geçecektir de…
Hint Astrolojisine göre Türkiye haritası; transit Satürn‘ ün Kasım 2014 itibariyle 6. Evimize geçişi ve akabinde Ocak 2016’ da Rahu/ Ketu karmik gezegenlerin 3. – 9. Evler üzerindeki yerleşimleri ile birlikte, uzun sürecek karanlık bir zaman tünelinin içerisinden yolculuk etmeye başlamıştır.
Bu dönemi ben astrolojik açıdan bir tünele benzetmekteyim.
Çünkü sonunda elbet bir çıkış ve ışık bizleri bekliyor olacak. Ancak maalesef tünelin içerisindeki yolculuğumuz biraz uzun ve ağır seyredecek…
Aslında bu sürecin başlangıcı (tünele giriş zamanı) çok daha öncesine, ülke haritamızın Ağustos 2012 itibariyle Satürn/Satürn Döngüsü’ nü yaşamaya başlamasına dayanmaktadır.
Büyük dönüşüm, farkındalıkların tetiklenmesi, yüzleşme, görmezden geldiklerimizin ısrarla burnumuzun dibine sokulması gibi etkilere, Türkiye bu transit sebebi ile maruz kalmıştır.
Astrolojik istatistiğe ve hafızamızdaki olaylara göz attığımızda: Türkiye, Satürn / Satürn döngüsünün tam içerisindeyken, –Satürn de Retro/geri harekette o esnada- Güneş Tutulmasının hemen akabinde (20 gün sonra) 30 Mayıs 2013 tarihli Gezi olaylarının başlangıcına ulaşırız…
Anlatmaya çalıştığım şey şudur:
Türkiye çok güçlü gezegen yerleşimlerine sahip bir ülkedir.
Ancak bireysel haritalarda da olduğu gibi güçlü yerleşimler, kolay yerleşimler değildir…
Böyle haritaların sınavları da güçlü, sancılı ve ağır olur. Bu süreçleri atlayarak tünelin çıkışına ulaşmak da maalesef mümkün değildir…
Tünelin sonunun gözüktüğü nokta ise gökyüzünde transit Satürn‘ ün Türkiye haritasında Hint Astrolojisine göre 7. Evinden çıkışına -ki bu tarih aynı zamanda yaklaşık olarak Venüs Maha Dasa’nın bitişine de denk gelmektedir.- yani 2020′ nin ilk aylarına rastlamaktadır…
2012-2020 olarak yaşadığımız süreci (benim benzetmemle tünel etkisini) değerlendirecek olursak:
Satürn–Mars–Jüpiter ve Venüs (Dasa periyodunda bulunduğumuz için) gibi gezegenlerin retro/geri hareket yapacağı dönemler, daha sıkıntılı zamanların tetikleyicisi olma potansiyelindedir.
Rahu ve Ketu ülke haritamızdaki transitlerine, kuruluş anındaki bulundukları yerlerden kavuşum yaparak devam etmektedirler ki; bu transit Hint Astrolojisinde çok büyük öneme sahiptir.
Kırılma noktasıdır…
Doğru bildiğiniz, alıştığınız yolda giderken varlığınıza, varmanız gereken noktaya aksi yönde ilerliyorsanız, ani değişikliklerle yolunuzun yeniden çizildiği zamanlardır…
Büyük değişimler verme potansiyeline sahip transitlerdir…
Bu süreç Türkiye için 2016 Ocak’ ta başladı. Eylül 2017′ ye kadar da devam ediyor olacak.
Yani işin özeti; Eylül 2017′ ye kadar Türkiye’ yi çok sakin zamanlar beklememektedir…
Yol uzun, yolculuk da sancılıdır…
15 Temmuz tarihinde yaşadığımız darbe girişimi ile hepimizin silkinip kendine gelmesi gerektiğini, ülke haritamızın içinde kodlu olan 2 büyük yoga adeta dile gelerek haykırmıştır.
Bizi korumuş ve uyarmıştır…
Zira Astrolojide çok önemli bir kural vardır: Mümkün olan en mükemmel gezegen yerleşim ve kombinasyonlarına, yogalarına sahip bir haritanız bile olsa! Eğer aklınızı ve özgür iradenizi doğru şekilde kullanmayı başaramazsanız, zayıflıklarınıza teslim olursanız; gezegenler size yardım edemez, yol gösteremez ve sizi koruyamazlar…
Rolü en büyüğünden en küçüğüne kadar, bu vatanın her evladı şapkasını önüne alıp düşünmelidir. Hepimiz aynı aracın içerisindeyiz ve bu tünelin sonuna hep beraber ulaşacağız…
Astrolojik olarak bu gereklilik kendini çok net olarak ifade etmektedir.
Ülke haritamızdaki koruyucu yogalardan ilki; Rahu ve Ketu‘ nun dispozitörleri olarak anılan Satürn ve Güneş gezegenlerinin 5. Evimizde birleşerek oluşturdukları “Karmik Birleşim Yoga” sıdır. Bu yoganın işaret ettiği ülkenin çıkış yeri 5. Evdir…
5. Ev: Gençleri, eğitimi, sanatı, devletin sosyal fonksiyonlarını, halkın içinde bulunduğu atmosferi-ruhunu temsil eder. Türkiye’ nin üzerinde yükseldiği farklılığı, bu mozaiğin harmanlanması gerekliliğini, bu evde birleşen 4 gezegen adeta gözümüze sokmaya çalışmaktadır…
Gençlere, eğitime, sanata önem vermemiz gerektiğini fısıldamaktadır bize…
Gelelim 2. Büyük Yoga’ ya…
Hint Astrolojisinde Takımyıldızlar, Burçlardan daha önemli bir etkiye sahiptirler.
Vedik’ te gökyüzü 12 eşit parçaya değil, 27 parçaya bölünür ve bu parçaların her birine Takımyıldız denir.
Türkiye’ nin kuruluş anındaki haritada 1. Evdeki Ay – Aridra; 5. Evedeki Güneş – Swati; 9. Evdeki Ketu ise Satabisha Takımyıldızında yer almaktadır.
Bu 3 takımyıldızın yönetici gezegenlerinin hepsi Rahu‘ dur. Bu yerleşim ise Hint Astrolojisinde en büyük kalkanı, yani “Evrensel Üçgen/Koruma Yogası” nı oluşturur.
Yani Türkiye haritasında 1., 5. ,9. Evler ile Ay, Güneş, Ketu gezegenleri özel bir öneme sahiptirler.
Türkiye’ nin kendisini temsil eden 1. Evinde halkı ve kadınları temsil eden Ay gezegeni yerleşmektedir. Farklılıklarına bakmaksızın halkın bir bütün olarak ele alınması gerekliliğini vurgulamaktadır…
5. Evin neyi temsil ettiğini biraz önce izah etmiştim. Bu evdeki Güneş ise devlet büyüklerini, devletin başındaki kişiyi/kişileri temsil eder. 9. Ev de keza! Vedik Astrolojinde otoritenin/babanın temsilcisidir. Yoganın 2. Bacağı; yönetimin başında yer alan kişilerin tıpkı bir baba gibi birleştirici, otoritesini ortaya koyar şekilde davranmasını, aileyi bir arada tutmasını istemektedir.
Bu yerleşim aynı zamanda Türkiye haritasının büyük devlet adamları çıkarmak anlamında özel bir şansa sahip olduğunu da göstermektedir…
9. Ev ise adalet sistemini, akademisyenleri, üniversite gençliğini, basın-yayın mensuplarını, ithalat-ihracatı, dini-muhafazakar duyguları anlatmaktadır. 9. Evimizde yerleşen Ketu ise geçmişine, mazisine takıntılı, kindar, biriktiren bir gezegendir. Halkın inançları, kültürü, milli değerleri üzerinde yapılacak aşırı hareketleri adete bıçak sırtında yürümek anlamına getirmektedir. Devlet otoritesini elinde tutanların bu değerlere saygılı olması, dengede tutması gerekliliğini vurgulamaktadır. Adalet sitemini, akademik gelişimi sekteye uğrattığınızda sizi cezalandırabileceğini söylemektedir. Türkiye Cumhuriyeti tarihini takip eden, okuyan insanlar için 9.Ev/Ketu yerleşiminin etkileri, hangi görüşten olursa olsun! Adeta her döneme damgasını vurmuş, kendini hissettirmiştir. Dengeyi bozan her uygulama Ketu tarafından biriktirilmiş, intikamını sonradan almıştır.
Türkiye haritasında son olarak bahsetmek istediğim Yoga ise “Ay Kurtulanlı Kala Sarpa Yoga” dır…
Türkiye’ nin haritasında 9. Ev/ Ketu ‘ nun tam karşısında 3. Ev/ Rahu yerleşimi bulunmaktadır ve Ay dışında tüm gezegenler bu 2 karmik noktanın içine hapis olmuştur.
Bir haritada Rahu ve Ketu‘ nun yerleştiği evler DENGE unsurunu aşırı şekilde talep ederler.
9. Ev ortak mirası, muhafazakar-dini duyguları ve milli değerleri temsil ederken, tam karşısındaki 3. Ev ise özgür düşünceyi, hürriyeti temsil etmektedir. Bu iki düşünce, her ne kadar bir birine zıt gibi gözükse de dengede ve bir arada yürüyebilmek isteğini ülke haritamızda ciddi şekilde vurgulamaktadırlar.
Türkiye haritası, bu noktaların bir birleri üzerinde hakimiyet kurmaya çalışmalarının her zaman zorlu süreçleri başlatacağını, gerilimi arttıracağını ve toplumun genel menfaatine hizmet etmeyeceğini söylemektedir.
3./9. Evler hattındaki Kala Sarpa Yoganın çıkış noktası ise Türkiye’ nin 1. Evinde yerleşen Ay gezegenini işaret etmektedir.
Mundane/Ülke Astrolojisinde Ay; ülkenin vatandaşlarını, 1. Ev ise ülkenin tek vücut halinde hareket etme kabiliyetini, alışkanlıklarını, geleneklerini, karakterini temsil eder…
Astrolojik olarak bu kadar renkli, çeşitli kültürlere sahip bir coğrafyada farklılıklar üzerinde oynamak; ilerlemek yerine tek çıkış yolunun önünü kapatmak anlamına gelmektedir…
Gökyüzü her zamanki gibi çıkış yolunu tarif etmektedir. Ancak elbette uygulama insanların, özgür iradenin elindedir… Gelecek buna göre şekillenecektir…
Ağustos 2016′ nın gökyüzündeki ince detaylarına indiğimizde ise çok önemli bir hareket ülke gündeminin kayacağı ekseni bizlere işaret etmektedir…
11 Ağustos 2016 itibariyle Jüpiter, 12 Eylül 2017′ ye kadar kalacağı Türkiye’ nin 4. Evi ‘ ne denk gelen Başak Burcu yolculuğuna başlamış olacak.
Hep tekrar ettiğim gibi Jüpiter olanı büyüten bir gezegendir.
4. Ev ise bizim vatan, bayrak, milliyetçilik duygularımızla ilişkili, aynı zamanda vatan topraklarının bölünmez bütünlüğünü temsil eden bir noktadır. Jüpiter‘ in Türkiye’ nin 4. Evi üzerindeki yolculuğunda bu duyguların fazlası ile vurgulandığı bir döneme adım attığımızı ifade etmeliyim.
Ağustos 2016 sonları itibariyle Türkiye’ nin özellikle dış ülkeler tarafından kendisine yapılan negatif hamlelere karşı tek vücut halinde tepki vermeye çalışacağını, milliyetçilik vurgusunun halk üzerinde etkili olmaya başlayacağını gözlemleyebiliriz.
Ancak Başak Burcunun yer altı ve kaynakları, özellikle de toprak ile yakından ilgili olduğunu unutmamak gerekiyor.
Jüpiter‘ in Hint Astrolojisine göre 1 senelik Başak Burcu Yolculuğunda; depremler, madenler, maden kazaları, toprak kaymaları, seller ile ilgili konuları da tetikleyebileceğini hatırlatmak gerekmekte. Bu tarz doğa olayları ile Ağustos 2016- Eylül 2017 döneminde Türkiye daha fazla muhatap olmak zorunda kalacaktır demek çok yanlış bir yorum olmaz.
4. Ev, Mundane Astrolojisinde aynı zamanda muhalefet partilerini de temsil eder.
Jüpiter‘ in Türkiye’ nin 4. Evine geçişi ile birlikte; muhalefet partilerinin faaliyetlerinde bir hareketlenme, seslerinin yükselmesi, güçlerinin artışı söz konusu olabilir.
Kısacası Ağustos 2016 itibariyle muhalefet partilerinin Türkiye gündeminin içinde daha aktif rol oynayacağını söyleyebiliriz.
Ülke genel menfaatleri doğrultusunda iktidar ve muhalefet partilerinin bir arada yer aldıkları projeler de bu dönemde gündemde yerini alabilir.
Başak Burcu / Jüpiter kombinasyonu, ülkemiz üzerinde psikolojik olarak endişe-kaygı hislerini de arttırma potansiyeline sahip. İyi niyetle başlanılan güzel girişimler beklenmeyen ani aksaklıklar ile bu dönemde yarıda kalabilir.
Venüs-Güneş ve Merkür‘ ün hareketlerini Ağustos ayı boyunca Türkiye’ nin 3. Ve 4. Evi üzerinde yapacağı da göz önünde bulundurulduğunda; 4. Evin zaten Jüpiter‘ in yer değiştirmesi ile birlikte hareketlenmesi söz konusu olmuşken; 3. Evin de yine gergin bir atmosferde seyredeceğini ön görebiliriz.
Yani: Uzun süreden beridir yaşadığımız ulaşım yollarını ilgilendiren konular, aksaklıklar, olaylar Ağustos ayında da Türkiye gündemindeki yerini koruyacak.
Ayrıca komşularımız ile ilgili konular, her zamanki gibi bu ay da yine hassas etkiler içerisinden geçmekte.
Gazeteciler, basın kuruluşlarını ilgilendiren kararlar hepimizin ilgisini çekecek gelişmelere yine konu başlığı olabilirler.
Türkiye’ yi uzun süredir gerim gerim geren 6. Evdeki Satürn ve Mars‘ ın varlıkları ise hala gergin enerjilerin geçerliliğini korumakta olduğunu söylüyor.
Sadece ayın 13′ ü itibariyle çok uzun süredir Akrep Burcunda Geri/Retro harekette bulunan Satürn düz hareketine başlıyor olacak.
Bu hareket olumlu gibi gözükmesine rağmen, 10 gün süre ile en tehlikeli pozisyonda, istasyon konumunda kalması sebebi ile Ağustos ayının tamamında Türkiye’ de askeri güçlerin, polisin, kamu güvenliğini ilgilendiren konuların, ülkeye karşı düşmanca hareketlerin, patlayıcıların, yasa dışı örgüt faaliyetlerinin yine gündemde olacağını belirtmek gerekmekte…
Ancak Satürn‘ ün tüm Ağustos boyunca Hint Astrolojisine göre Vargottoma denilen, yani geri harekette kaybettiği güçlerini bir anlamda toparlayabildiği bir pozisyonda, bulunması sebebi ile tedbirli ve uyanık olunduğu taktirde, oluşabilecek tehlikeli durumlara karşı önlem alabilme şansına da sahip olduğumuzu gök yüzü belirtmekte…
Eylül ayında, geçirdiğimiz zor yazın ardından, bu süreci tamamlayarak sonuca bağlayacak olan Güneş ve Ay Tutulmaları etkilerini aktaracağım yazımda, tekrar buluşmak dileği ile…
Sevgilerimle,
©Hint Astroloğu
31 Temmuz 2016