20 Mart Tarihinde İstanbul saati ile tam olarak 11:36′ da yaşanacak olan yılın ilk Tam Güneş Tutulması, Hint Astrolojisine göre Balık Burcunda, UttaraBhadraPada Takımyıldızında, Mars gezegenin de bu yoğun enerjiye katılımı ile gerçekleşecek.
Fiziksel olarak yaşanacak şey: Dünya‘ nın uydusu Ay’ ın, Güneş ile Dünya‘ nın arasına girerek, Güneş‘ in ışıklarının bize ulaşmasını engellemesi olacak. Aslına bakacak olursanız her ay, Güneş ve Ay “boylamsal düzlemde” gökyüzünde aynı hizaya gelmektedirler ve bizler de Amavasya (Yeni Ay) ve Purnima (Dolunay)’ ı yaşamaktayız. Güneş ve Ay Tutulmalarında ise her ay yaşanankinden farklı olan şey: Her iki gezegenin “yatay düzlemde” de bir araya gelişidir ve bu olay yaklaşık 6′ şar ay ara ile tekrar eden bir döngü oluşturur.
Yukarıda bahsettiğim fiziksel oluşumun haritalara yansıması ise Tutulma sürecine “Node” ların, yani Rahu ve Ketu’ nun da karışması demektir ki; Hint Astrolojisi açısından her ikisinin de önemi pek çok kaynakta bahsedildiği gibi son derece yüksektir ve tutulma etkilerini bu sebeple, son derece dikkat edilmesi gereken bir gök kubbe olayı haline getirirler.
Ketu Hint Astrolojisinde geçmiş karmamızdan / atalarımızdan -tıpkı genetik bir şifrenin DNA yolu ile yeni nesillere geçmesi gibi- bu güne aktarılan enerjileri temsil etmektedir.
Rahu ise geçmişten aktarılan enerjinin, şimdide ve nerede açığa çıkacağını, kullanılacağını bizlere söyler.
“Tutulma” enerjisinin bireysel haritalardan daha çok toplumların ve ülkelerin üzerinde etkili olduğunu ve tutulmayı gören ülkelerin tutulma enerjisini en fazla hissedeceklerini, daha önce yayımladığım yazılarda da pek çok kez belirtmiştim.
Ayrıca unutulmamalıdır ki; tutulmaların -onu tam olarak gözlemleyebilen bölgeler açısından önemi daha fazla olmakla birlikte- dünyada genel olarak bazı dikkat çekici ve büyük hareketleri, dalgalanmaları tetiklediği de astrologlar ve astroloji ile ilgilenenlerin yakından gözlemledikleri bir diğer önemli etkidir.
Tutulmalar, birikmiş enerjinin açığa çıkmasını tetikleyen etkilerdir.
Tıpkı bir fay hattı üzerinde uzun süre biriken enerjinin, yerin kırılması ile açığa çıkması gibi…
Tutulmalar ile birikmiş, gerginleşmiş olan enerji ortaya salınır ve etkilerini bizler astrolojik olarak tutulmanın ardından gelen günlerde, en fazla 1-2 ay sonrasında, gözlemleriz. Gerçi Türkiye’ de özellikle son senelerde yaşanan tutulmalar sonrasına göz attığımızda, etkilerin genellikle takip eden bir sonraki ayda ortaya çıktığını da söylemek pek yanlış bir gözlem olmaz.
Örnekleyecek olursak:
10 Ağustos 1980 Güneş Tutulmasının ardından, 12 Eylül 1980 Darbesi;
11 Ağustos 1999 Güneş Tutulmasının ardından, 17 Ağustos Depremi;
10 Mayıs 2013 Güneş Tutulmasının ardından, 30 Mayıs Gezi Olayları;
29 Nisan 2014 Güneş Tutulması‘ nın ardından da 13 Mayıs ‘ ta Soma Maden Kazası yaşanmıştır.
Dikkat çekici olan bir başka ayrıntı ise yukarıdaki örnekler arasında en büyük yıkım ve uzun süreli etkiyi getiren tutulmanın, ülkemizden çıplak gözle izlenebilen, yani Türkiye’ nin tam üzerinde gerçekleşen 11 Ağustos 1999 Güneş Tutulması olmasıdır.
20 Mart 2015 tarihinde yaşanacak senenin ilk Güneş Tutulması ise Türkiye coğrafyası tarafından sınırlı derecede gözlemlenebilecek. Yani astrolojik olarak esas büyük etkinin Türkiye üzerinde olma potansiyeli düşük gözükmekte. Ancak etki alanında hiç kalmayacağını söylemek de yanlış olur.
Dünya üzerinde en etkin şekilde tutulmayı gören bölge: Kuzey Avrupa Ülkeleri ile Kuzey Buz Denizi tarafı.
Bunun dışında kalan bölgeler kısmi de olsa; Avrupa Kıtası, Kuzey Doğu Asya, Kuzey Batı Afrika, Grönland, Atlantik ve Arktik Denizi olarak sıralanmakta. Dolayısıyla da tutulmanın muhtemel etkilerinin yaşanabileceği alanlar olarak en fazla bu noktalar öne çıkmakta.
Aşağıdaki resimde koyudan açığa doğru renklendirilmiş alanlar tutulmanın en fazla gözlemlendiği yerleri göstermektedir. (Kaynak: timeanddate.com)
Elbette ki dünyada yaşanan büyük olayların etkileri, o veya bu şekilde, tüm insanlar üzerinde de bir iz bırakmaktadır. O nedenle bu tutulmanın da ülkemiz ve bizler açısından nelere tetikleme etkisi yapabileceğine astrolojik olarak bakmak gerekir.
Hint Astrolojisine göre tutulmanın içerisinde gerçekleşeceği Uttarabhadrapada Nakshatrası (Takımyıldızı) temsil ettiği bir kaç tane başlık ile dikkat çekici konulara işaret etmekte.
Bunlardan ilki, Uttarabhadra’ nın ölüm ile son derece yakından alakalı olması. Ünü kendi bulunduğu ülkenin sınırlarını aşmış, dünyaca tanınan, göz önündeki bir kişinin ölüm haberini duymamız bu tutulmanın etki sürecinde son derece olası. Ayrıca Uttarabhadra Hint Astrolojisinde direkt olarak yaşlı ve bilge kişileri de temsil etmektedir.
Uttarabhadra ani hareketleri değil uzun düşünceler, tartmalar sonucu karara bağlanan ve herkesin faydasını gözeten hareketleri temsil eder. Bu da Dünya ve Türkiye gündemi için uzun süredir tartışılan, ya da sonuca bağlanmaya çalışılan, genelin faydasına olabilecek bir konuda sonuca varma, yeni bir işleyişe başlama veya sürüncemede kalmış bir konunun artık karara bağlanması anlamında yorumlanabilir.
Doğa olayları bakımından ise tutulmanın gerçekleştiği takımyıldız, aşırı yağmurlara, fırtınalara, derin denizlere ve en fazla okyanuslar, göl dipleri ile yerin altına atıf yapmakta.
Yerin altına yaptığı atıf, derin denizlerde/okyanuslarda yaşanacak olan bir depremi tetikleyebileceği gibi dünya piyasalarında, yer altından çıkartılan petrol, doğal gaz gibi ham maddelere veya altın, gümüş, demir gibi madenlere ait bir dalgalanmayı da bizlere getirebilir.
Finansal anlamda global olarak bir dalgalanmanın ilk sinyallerini bu Güneş Tutulması esnasında hissedebiliriz.
Ayrıca ıssız sayabileceğimiz ve pek fazla gürültünün olmadığı çeşitli tarihi, ormanlık, tepelik ya da kutsal mekanlar da Uattarabhadra tarafından temsil edilen yerler arasında. Dolayısıyla bu tarz yerleri akla getiren bir etkinin yaşanması da tutulma sonrasında beklenen etkiler arasından sayılabilir.
Türkiye açısından baktığımızda ise, yakın ilişkide bulunduğumuz; Almanya, İngiltere, Belçika, Hollanda, Rusya gibi ticari ve siyasi olarak bir dizi önemli ülkenin de tutulmaya bizzat şahitlik edecek olması, senenin ilk tutulmasını bizler için daha da önemli hale getirmekte. Ayrıca ülke haritamız üzerinde politik istikrar, toplumsal uyum ve hukuku temsil eden alanda geri giderek, durumu iyice zora sokmaya istekli bir Satürn transitini de hep beraber deneyimlemekte olacağız.
Türkiye haritası üzerinde 4. Ve 10. Evlere ait hat üzerinde gerçekleşecek olan bu tutulma: 4. Ev açısından: Vatan topraklarımızı, toprak altı kaynaklarımızı, barışı, bütünlüğümüzü, yasama ve yürütmeyi; tam karşısındaki 10. Ev açısından da: ülkeyi yönetenleri, meclisi ve son olarak da finansal açıdan önemli bir parametreyi, dış ticareti temsil etmekte.
Tutulma esnasında karşılıklı gelen bu 2 ev, yani ülke enerjileri etkisine, bir de kavgacı ve tansiyon yükseltmekten çok hoşlanan Mars gezegeninin eşlik edeceği göz önünde bulundurulursa; 20 Mart ve sonrasındaki süreçte, Mars‘ ın Türkiye haritasında, ekonomik alanlardan sorumlu olması nedeni ile hareketli bir finansal ve politik gündeme şahitlik etme potansiyeline sahibiz. Mars’ ın tutulma enerjisinin içerisine karışmış olmasının verdiği bir diğer önemli etki ise; polis, asker, teröristler gibi her türlü silah kullanan kişilerin, bu süreçte dikkatleri üzerine toplayabileceği potansiyelini akla getirmekte.
Güneş Tutulmasının hemen ardından 4 Nisan’ da yaşanacak Ay Tutulması da yine çok benzer etkiler içerisinde olacağından, baharın bitişi ile birlikte Türkiye’ de özellikle ekonomik ve siyasi gündem açısından hızlı değişimlerin yaşandığı biraz çalkantılı bir seyir söz konusu olma potansiyeline sahip.
Dış Ticaret, yasama ve yürütme, vatan toprakları, toprak altı kaynakları ve toplumsal huzur bu süreçte en fazla dikkat çeken unsurlar…
Temmuz ortasında Türkiye’ nin para evinin üzerinden çekilerek; bizlere yaklaşık 2 senedir (Öncesinde de ülke haritamızın yükseleni üzerinde idi.) bahşettiği koruma, bolluk ve bereket etkilerinden vaz geçecek olan Jüpiter ise tüm bu etki çemberi içerisinde bence yaz aylarında deneyimlemeye başlayacağımız sonuçların en önemli mimarı olacak.
Bireysel haritalarda da, ülke haritalarında da, Jüpiter ve Venüs gibi astrolojide iyilik ve bolluk etkileri vermesi ile bilinen gezegenlerin yerleşimleri uğurlu sayılır. Ancak transit (yani geçici olan) etkileri bittiğinde, sonradan gelecek olan tersine çalışma, geriye gidiş prensibine dikkat etmek gerekir. Eğer akarken doldurmadı isek; yaz aylarından sonra arda arda gireceğimiz zorlu tutulma ve transit enerjilerine boş bir kap ile merhaba diyeceğiz demektir.
Bu nedenle bireysel olarak özellikle 2015’in ilk yarısına kadar birikimlerinize öncelik vererek harcamalarınızı düzenlemenizi öneririm…
Tutulmanın özetle ve kısa bir ajanda gibi sırasıyla yansıtacağı etkilere bakacak olursak:
18 Mart / 7 Mayıs (+/-3 gün): Bir önceki 20 Ekim 2014 tutulmasının bir yansıması olarak, kadınları ilgilendiren, ya da kadınların öncülük edeceği bir konu gündeme gelme potansiyeline sahip.
26 -27 Mart (+/-3 gün): Finansal olarak gündemi hareketlendirecek bir etkinin ilk izlerinin ortaya çıkışı ve ekonomik durumun öncelik yaratma potansiyeli.
Nisan – Mayıs ayı boyunca: Toprak altı güçlerin ve kaynakların, madenlerin, yer altı kaynaklarının, limanlar, okyanuslar ve su ile alakalı bölgelerde rutinin dışında bir etkinin oluşması, aşırı yağışlar, fırtınalar görülme potansiyeli.
10 Haziran itibariyle: Ekonomi, dış ticaret, gelir-gider dengesinde sorunlar yaşanma, ani gelişen durumlar hakkında önlem ve yeni kararalar alınması potansiyeli.
Yukarıda astrolojik olarak altı çizilen potansiyel tarihlerden de anlaşılacağı üzere; yaz ayları dünya para piyasaları ve Türkiye ekonomisi açısından sıcak bir gündeme doğru ilerleme enerjisi ile yüklenmiş durumda.
Özellikle Temmuz ayı içerisinde 13, 26 ve 29-30 (+/-3 gün) tarihleri, Güneş Tutulmasının içerisinde yaşandığı Balık Burç Kuşağı da dahil olmak üzere, gökyüzünde gezegenlerin birbirlerine kare görünüm yapmaya başlaması ile iyice ön plana çıkıyor olacak.
Ticari hayat, taşınmaz mülkler, vatan toprakları, yurt dışı ilişkiler, ülke liderleri, dış ticaret, yasama ve yürütme faaliyetleri, turizm gelirleri, yer altı kaynakları ve güçleri gibi pek çok önemli ve hayati konu 20 Mart Güneş Tutulması ardından, bizimle beraber çevremizi ve yaşadığımız zaman dilimini şekillendirecek gibi gözükmekte…
Tüm bu devinim içerisinde hayatın kaçınılmaz kuralının “değişim” olduğunu hatırdan çıkarmadan, 20 Mart Güneş Tutulmasının hepimiz için olumlu değişimler getirmesini dilerim…
Sevgilerimle
©Hint Astroloğu
13 Mart 2015