Eylül 2020 gündemine ülke haritamız, Merkür’ ün ve Venüs’ ün Hint Astrolojisine göre burç değiştirmesi ile birlikte hızlı bir giriş yapacak.
Bu hız diğer tüm gezegenlerin de mevcut konumlarını değiştirmeleri ile birlikte Eylül ayının tamamında geçerliliğini koruyacak.
Şimdi sırası ile Vedik Astrolojisine göre yer-durum değişikliği yapacak gezegenlere ve Türkiye haritası üzerindeki etkilerine göz atalım.
1 Eylül tarihinde Venüs, geçtiğimiz ay bulunduğu İkizler Burcu’ nu terk ederek, Yengeç Burcu içerisine yerleşecek.
Yengeç Burcu ülke haritamızda ekonomiyi temsil eden 2. Evimize denk düşmekte.
Venüs tabiatı itibariyle iyicil olarak anılan ve yerleştiği noktada olumlu etkiler vermesi beklenen bir gezegendir.
Bu durumda Venüs’ ün Türkiye’ nin 2. Evini ziyareti esnasında, ekonomik anlamda yüzümüzü güldürecek gelişmeler yaşamayı bekliyor olmamız gerekirdi.
Ancak Koç Burcu içerisindeki Mars’ tan ve tam karşısındaki Satürn’ den görünüm alan Venüs’ ün maalesef uzun süredir beklediğimiz refah getirici etkilerinden bahsetmekten 2 kötücülün baskısı altında olması nedeni ile çok uzak bir noktadayız.
Satürn ve Mars’ ın baskısı altında ezilen Venüs’ ün kendine bile hayrı yok demek pek yanlış olmaz…
Üstelik Venüs kuruluş anı (Rasi) haritamızda 5 ve 12. Evlerin sahibi olduğundan, bu evlerin temsil ettiği konularda problem yaratmaya daha da meyilli çalışacaktır.
Yani Eylül ayında gizli örgütler, casuslar, teröristler, mülteciler, harcamalar, halkın refahı, mülteciler, hastaneler-hapishaneler gibi kapalı alanlarda çalışanlar ve burada kalanlar hakkında haberler karşımıza çıkabilir.
Gizli gerçekleri temsil eden 12. Evin lordunun (Venüs), kötücüllerden (Satürn ve Mars) aldığı görünüm; halktan saklanan ve rahatsız edici hastaneler-hapishaneler, mülteciler, devlet harcamaları ilintili bazı gerçeklerin ortaya dökülmesine de aracılık edebilir.
Venüs’ ün kuruluş haritamızda temsil ettiği bir diğer alan olan 5. Evimiz ilintili spekülatif kazançlar ve eğitim ilintili bazı sorunlar da geçtiğimiz aylarda olduğu gibi Eylül’ de de halkın dikkatini çekmeye devam edecek demektir.
Ekonomi ile ilintili olarak 5. Evin temsil ettiği spekülatif kazançlar ve 12. Evin temsil ettiği borçlar konusu da Venüs’ ün ekonomiyi temsil eden evimiz üzerindeki transiti nedeni ile Eylül ayı boyunca çok dikkatle izlenmesi gereken alanlardan biri olarak yine karşımıza çıkmakta.
Geçen ay haberi verilen “gaz” müjdesi ile ilgili umuyorum ki hepimiz ekonomi ilintili olumlu gelişmeleri deneyimleyebiliriz.
Ancak Vedik Astrolojisine göre gökyüzü yerleşimlerini incelediğimizde, Türkiye haritası üzerinde 2. Evimizi direkt göz hapsinde bulunduran Satürn nedeni ile Nisan 2022 sonuna kadar tahminim halk açısından ferahlatıcı bir ekonomik iyileşmenin söz konusu olması çok zor gözükmektedir.
Mundane/Dünya Astrolojisinde 2. Ev halkın satın alma gücünü gösterir.
Türkiye’ nin haritasında ise bu evi yöneten gezegen Ay’ dır.
Kuruluş Anı /Rasi haritamızda Yükselen Burcumuz, yani 1. Evimiz içerisine yerleştiğindendir ki; Türkiye Cumhuriyet tarihi boyunca ekonomik problemlerle uğraşmak zorunda kalmıştır.
Zira 1. Ev ile bağlantı kuran gezegenler, kişisel haritalarda olduğu gibi ülke haritalarında da harita sahibinin en fazla odak noktası olan konuları gösterirler.
Cumhuriyet Tarihi ve 2. Evimizin yönetici gezegeni Ay’ dan bahsetmişken, Hint Astrolojisine göre Kasım 2020 itibari ile yer değiştirip , Yay Burcundan Oğlak Burcu’ na geçiş yapacak ve 8. Evimiz (Ekonomi ve doğal felaketler ile ilgili bir başka evimiz) Satürn ile kavuşuma girecek olan Jüpiter’ den de bahsetmemiz gerekiyor…
Türkiye’ nin tarihinde en derin etkiler bırakmış ekonomik kriz olarak internette biraz araştırma yaparsanız 21 Şubat 2001 tarihinden bahsedildiğini görebilirsiniz.
Gökyüzüne o tarih itibariyle bakacak olursanız, Satürn ve Jüpiter’ in Boğa Burcu içerisinde kavuşum yaptığını görürsünüz.
Kasım 2000’ de bankaların likidite krizine girdiği gökyüzü yerleşiminde ise yine Jüpiter ve Satürn Boğa Burcunda kavuşum yapmaktadırlar.
Bu örnekleri niye verdim?
Satürn ve Jüpiter 20 Kasım 2020 – 5 Nisan 2021 ve 15 Eylül 2021 – 20 Kasım 2021 tarihleri arasında gökyüzünde Hint Astrolojisine göre yine bir araya gelecekler…
Bu tarihler ekonomimiz açısından maalesef çok ciddi bir tehlike sinyali yaymakta.
Bu sefer iş dünyasını gösteren Oğlak Burcu içerisinde. ( 2000-2001 yıllarında kavuşum yaptıkları Boğa Burcu Mundane/Ülkeler Astrolojisinde “finans piyasaları” nı gösterir.)
Yıkım sonrası yeniden yapılanma kavuşumudur bu.
Büyük şirketler, büyük oyuncular, piyasaya-ekonomiye yön verenler açısından çok ciddi ve sert bir rüzgâr eseceğini göstermektedir.
Bitti mi? Hayır!
Jüpiter ve Satürn’ ün ekonomik daralma-sıkıntı anlamında bir diğer riskli yerleşimi ise bitişik burç kuşaklarında seyretmeleridir.
Yine geçmiş tarihlere bakacak olursak: Nisan 1982, Ocak 1980, Ağustos 1958 tarihlerinde yaşanan ekonomik krizlerde de Satürn ve Jüpiter’ in gökyüzünde Vedik Astrolojisine göre bitişik burçlarda sırt sırta yerleştiğini görürüz.
Asla çözüm bulmamış meselelerin gündeme gelmesi gerekliliğini, bu meselelerin çözümü için de bazı kayıplar verilmesinin şart olduğunu gösteren bir yerleşimdir bu.
Ekim 2018 – Kasım 2019 arasında Türkiye bu transit etkisini deneyimledi ve gelecekteki 3 tarih aralığında daha Jüpiter ve Satürn’ ün sırt sırta yerleşmesi etkisinin içerisinden geçecek:
1 Temmuz 2020 – 20 Kasım 2020
6 Nisan 2021- 14 Eylül 2021
21 Kasım 2021 – 13 Nisan 2022
Bu kadar ileriye gitmeden önümüzdeki sonbahar dönemi için konuya odaklanacak olur isek: Türkiye Vedik sistemine göre Güneş Ana Dasa ile Ay Ara Dasa periyodunu sürmektedir.
21 Aralık 2020, yani bu senenin sonuna kadar da bu periyodda kalmaya devam edecektir.
Çünkü Hint Astrolojisinde Dasa periyodları hayatın hangi ortam üzerindeki konulara gözlerini dikeceğini gösterir.
Örneğin kişisel haritanızda 10. Evin yöneticisi olan gezegenin periyodunu yaşamaktaysanız, hayatınızın en fazla kafanızı işgal eden konusu kariyeriniz olacaktır.
Ay, az önce bahsettiğim gibi Türkiye için para-ekonomi gezegenidir.
Herkesin anlayabileceği gibi ifade edersek: 21 Aralık 2020 tarihine kadar Türkiye’ nin gündeminin ana maddesi ekonomidir…
Ay doğası gereği tıpkı dünyada gel- git hareketine sebep olduğu şekilde hızlı değişen, çalkantılı koşullara işaret eder.
Türkiye ise 3 ve 2. Evlerinin yöneticilerinin Dasa dönemini yaşamaktadır.
Ana Dasa periyodumuzun sahibi Güneş gezegeni ise Vedik Astrolojisine göre çıkartılmış Türkiye haritasında 3. Evimizin yöneticisi konumundadır.
3. Evimizin temsil ettiği konular ise başta komşularımız ile olan ilişkilerimiz olmak üzere: ulaşım, gazeteler- gazeteciler, radyo-Tv ve tüm sosyal-dijital medya iletişim araçları, eğitim bakanlığı ve sel-fırtınalardır.
Mart 2026 tarihine kadar da Türkiye başta komşuları ve sınırları ile ilgili konular olmak üzere yaşadığı Ana Dasa periyodu sebebi ile bir önceki satırlarda bahsettiğim konu başlıkları ile sık sık muhatap olmaya devam edecektir.
Eylül ayı da topraklarına ve kara sularına yakın gelişen sorunlardan, krizlerden nasibini alması için son derece potansiyel enerjiler taşımaktadır.
Venüs’ ten başladığımız gökyüzü enerjilerine, son söz olarak; 2 kötücülden aldığı görünüm etkileri ile birlikte kadına şiddet, aile içi şiddet gibi konuların Eylül ayında da ülke gündemimizde yer almaya devam etmesinin söz konusu olduğunu belirterek Venüs- Yengeç yolculuğunu tamamlamış olalım…
Şimdi gelelim diğer gezegenlere:
2 Eylül tarihinde kendi yönettiği ve çok iyi çalıştığı Başak Burcu’ na ve Türkiye’ nin topraklarını gösteren 4. Evine Merkür yerleşiyor olacak.
Bu tarih itibariyle ticari anlaşmalar, iletişim, toprak bütünlüğümüz, milliyetçilik, toprak ilintili meseleler Türkiye gündeminde daha fazla ön plana çıkacak demektir.
Toprak faaliyetleri yani depremler ve toprak kaymaları/sel açısından ise Eylül’ ün neredeyse tamamı yine riskli gezegen yerleşimlerine şahitlik edecek olmakla birlikte, 2 -10 Eylül tarih aralığında gezegenlerin paralel derecelerde ilerleyecek olması özellikle dikkat çekicidir.
Bilhassa 2-3 ve 4 Eylül tarihlerinde Merkür, Rahu ve Ketu’ nun da tam orta noktasına değeceği için sıkıntılı enerjiler bir tetiklenmeyi harekete geçirebilir.
9 Eylül itibariyle Merkür, Natal/Kuruluş Anı haritamızdaki 17 derecedeki Mars ile kavuşum derecelerine yaklaşacağı için 13 Eylül’ e kadar yine çok riskli bir yerleşim yapmaktadır.
Merkür’ ün 4. Evimiz içerisindeki yolculuğu esnasında özellikle 3. Evimiz içerisinde 16 Eylül’ e kadar devlet otoritesini simgeleyen Güneş gezegenin de ikamet etmesi komşularımız ve yakın iletişimde olduğumuz devletlerle olan her türlü ilişkiye dikkat kesilmemizi sağlayacak gibi durmaktadır.
17 Eylül’ de Başak Burcu içerisinde Merkür’ ün de de katıldığı, 4. Evimiz odaklı bir Yeni Ay süreci yaşayacağız.
Yeni Ay süreci devlet otoritesinin Türkiye’ nin yakın çevresinde gelişen olaylarla ilgili yeni bir yaklaşım sergileyebileceğini, kendi haklarımızı-konumumuzu korumak adına hamleler yapabileceğini göstermekte.
Eylül’ ün maalesef Yeni Ay süreci de (17 Eylül +/- 2 gün) bu sefer Güneş gezegeni Rahu ve Ketu’ nun arasına girmiş olacağı için yine toprak hareketleri anlamında tehlike yaratmaktadır.
19-20 ve 21 Eylül tarihlerinde ise Ay’ ın tamamladığı -Satürn ve Mars’ tan da görünüm aldığı- kare yerleşimler; hem Türkiye hem dünya için deprem başta olmak üzere toprak ve patlama-yangın gibi felaketler açısından yine bir tetikleyici olarak çalışma potansiyeline sahiptir.
19 Eylül itibariyle yer değiştirecek olan Rahu– Ketu aksının yeni yerleşimi ise Akrep-Boğa ve Kova Burçlarının üçgeni içerisine, Aslan Burcuna giriş yapacak her gezegen ile birlikte çok uzun müddet deprem ya da önemli felaketleri tetikleme şansı çok yüksek olan kare görünümü etkin hale getirecek.
Bu oluşumu ve riski ise ilk olarak Venüs’ ün 27 Eylül’ de Aslan Burcuna geçişi ile 23 Ekim’ e kadar deneyimliyor olacağız.
Ayrıca 19 Eylül itibariyle Akrep Burcu içerisine geçerek Gandanta derecelerinde ilerlemeye başlayacak olan Ketu ve 20 Eylül itibariyle Koç Burcu içerisinde Retro/Gerileme hareketini yaparken Gandanta noktasına dokunacak olan Mars nedeni ile hem Türkiye hem de dünya için sel-fırtına gibi felaketlerin gündemde yer alma olasılığı da ciddi şekilde yükselmektedir.
Mars Gandanta derecelerini Ketu’ ya nazaran hızlı sayılacak şekilde terk edecek olmasına rağmen maalesef önümüzdeki yaklaşık 3 aylık (Eylül, Ekim, Kasım) dönemde Ketu bu noktaya dokunmaya devam edeceğinden ekstrem hava – yağış koşullarının yarattığı olumsuzluklarla boğuşmak zorunda kalabiliriz.
Sizlerin de fark edeceği gibi Eylül ayının bize pek nefes aldırmaya niyeti yok gibi gözükmektedir…
Tüm bu devinim içerisinde 10 Eylül’ de Mars, Koç Burcu içerisinde, Türkiye’ nin gelirlerini, yasama gücünü, meclis ve yerel yönetimlerini, hazinesini gösteren 11. Evi üzerinde Retro/Gerileme hareketine başlayacak.
Yerel yönetimler ilintili bazı kanunsuz uygulamalar, meclis içerisindeki bazı tartışmalar, gelir kaynaklarının uygunsuz şekilde harcanması ile ilgili gerginlikler Mars’ ın Koç Burcu içerisinde Retro/Gerileme hareketine devam edeceği 4 Ekim tarihine kadar ülke gündemimizde yerini alabilir.
Hatta Mars’ ın isyankar Uranüs ile yapacağı kavuşum çeşitli gösteriler, yürüyüşler açısından da Türkiye açısından bulundukları ev nedeni ile son derece potansiyel teşkil etmektedir.
Özellikle 22 Eylül’ de Merkür’ ün Mars’ ın tam karşısına yerleşmesi ve 27 Kasım ‘ a kadar bağlantılarının kopmaması nedeni ile iktidar ve yerel yönetimler/muhalefet arasında kavga, ciddi restleşmeler boyutunda olaylar yaşanabilir.
Ayrıca 10 Eylül itibariyle Retro/Gerilemesine Koç Burcu içerisinde başlayacak ve 14 Kasım’ a kadar Balık Burcu içerisinde devam edecek olan Mars nedeni ile borsa ve emlak piyasaları ilintili bazı sıkıntılı gelişmeleri deneyimleyebiliriz.
Devletin uygulamaya koyduğu bazı yeni kurallar, yaptığı değişiklikler borsa ve emlak piyasalarını olumsuz şekilde etkileyebilir.
Mars Retrosunun/Gerilemesinin ilk etkisi emlak fiyatlarının düşmesi ya da piyasanın durgunlaşması yönünde olacaktır.
Hisse senetleri, borsa içinse Eylül ayında çok dalgalı bir seyir söz konusu olma potansiyeli bulunuyor.
Büyük kayıplar yaşanabileceği gibi çok büyük kazançlarla yatırım yapma şansı da profesyonellerle çalışıldığı taktirde mümkün olabilir.
13 Eylül’ de ise gökyüzünün en büyük iyicil’ i Jüpiter uzun süredir gözlediğimiz Retro/Geri hareketine son vererek, yanındaki Ketu’ nun 19’ un da kendisini yalnız bırakmasını bekliyor olacak.
Corona Virüsü ile ilgili ciddi bir tedavi umudu haberinin gelme tarih aralığı (2 Eylül Dolunay sürecinde söz konusu olmaz ise) 19 Eylül’ den 20 Kasım 2020’ ye kadarki süreçte söz konusu olmaya başlayabilecek.
En azından 2 kötücül’ ün arasında sıkışmış olan şifa verici Jüpiter, güçlü çalıştığı bir burç kuşağının içerisinde -hala daha Plüton’ un gölgesinde olsa da- Ketu’ dan kurtulmuş olacak.
Plüton’ un neredeyse 2021 sonlarına kadar Jüpiter’ i takip edecek olması her ne kadar pandemi süreçleri (Sadece Corona değil. Bu süreçte farklı pandemilerle de dünya uğraşmak zorunda kalabilir.) için hoş bir durum olmasa da Jüpiter’ in Ketu’ nun baskısından Eylül’ ün 19’ unda kurtulacak olması Plüton‘ un olumsuz enerjisini bir nebze olsun azaltacaktır diye düşünmekteyim.
Aynı zamanda neredeyse Eylül boyunca Merkür’ ün Başak Burcunda bulunması bilim adamlarına da sağlık-ilaç konusunda yeni buluşlar yapmaları için şans tanıyor olacak.
Jüpiter’ in Yay Burcu içerisinde düz harekete geçmesi ve Plüton ile yalnız kalması Türkiye’ nin dış ülkelerle olan ilişkileri açısından da çok önemli bir enerjiyi tekrar gündeme taşıyacak.
Kontrol, güç, diktatörlük ve muhafazakârlık gibi olayların altını çizen Plüton dünya ülke ve liderleri arasında bu tarz yaklaşımları maalesef geçtiğimiz dönemde fazlası ile ortaya döktü.
Bu eğiliminden önümüzdeki aylarda da vaz geçeceğini pek sanmamakla birlikte; Türkiye’ nin yabancı ülkelerle yürüttüğü politikasında çok dikkatli olmak zorunluluğu bulunmaktadır.
Zira restleşmelerin içerisinde taraf olmak yerine, uzlaştırıcı bir kimlikle bulunmak, 7. Evimizde seyreden Jüpiter nedeni ile bize olumsuz gibi görünen bir süreçte fayda bile sağlayabilir.
Ayın 19’ unda yer değiştirecek Node’ ların -yani Rahu ve Ketu’ nun- önümüzdeki 1,5 senelik etkisi ise Türkiye’ nin 6 ve 12. Evleri üzerinde kendisini gösterecek.
Düşmanlar, mahkemeler, silahlı kuvvetler, işsizlik, ulusal güvenlik, halk sağlığı, sağlık çalışanları, gıda sektörü gibi konular Ketu’ nun yerleştiği Akrep Burcu içerisinde sürekli gündemimize gelecek konu başlıkları olarak öne çıkmaktalar.
Diğer taraftan, halkın refah seviyesi, hapishaneler, hastaneler, gizli örgütler, casuslar, teröristler, mülteciler, sonlanmalar, uzaklaşılanlar, harcamalar gibi diğer sevimsiz konu başlıkları ise Boğa Burcu içerisinde Rahu’ nun yerleşimi ile bizi 1,5 sene boyunca tetikte tutacaklar.
Gökyüzünde Rahu ve Ketu’ nun yerleştiği burç ve evler o harita için önündeki 1,5 senelik dönemde Tutulmalar vasıtası ile yoğunlaşacak ve patlayacak enerjilerin de nerelerde? Ne zaman? Ve ne konuda olacağını gösterirler.
Boğa Burcu’ nun ilgi alanı Mundane Astrolojisinde finans sektörü, para ve refah ile yakından ilişkilidir.
Akrep Burcu ise düşmanlıklarla, diretmeyle, baskıcılıkla, gizlilik ve şifa ile ilişkilendirilir.
Bu burç kuşaklarında yaşanacak olan Tutulmalar, Türkiye haritasına özel olarak Vedik Astrolojisine göre kötücül sayılan 6 ve 12. Evlerle de maalesef bağlantı kurmaktadırlar.
Dolayısıyla önümüzdeki 1,5 senelik dönemde Türkiye açısından çok ciddi gelişmelerin yaşanacağı Tutulma süreçlerine adım atacağımızı söyleyebilirim.
Ancak Hint Astrolojisine göre Akrep Burcunda yücelen Ketu, şifa dağıtma özelliğini de harekete geçirecektir.
Özellikle Corona ve diğer pandemik hastalıklar adına şifalandırma çalışmaları Ketu Akrep Burcu içerisindeki yolculuğunu sürdürene yani Mart 2022’ ye kadar büyük gelişme kaydedebilir.
22 Eylül itibariyle yüceldiği burç kuşağı Başak’ ı terk ederek Terazi Burcu içerisine yerleşecek olan Merkür –Altın’ ı temsil eden Güneş’ in dispozitör’ ü konumunda olduğundan- altın fiyatlarının çok daha dikkatle takip edilmesi gerekmekte.
Sert düşüşler ve sert çıkışlarla pek çok yatırımcı için üzücü sonuçlar yaşatabilir. 22 Eylül tarihinden sonra altın yatırımları için astrolojik göstergelerden ziyade uzmanların yönlendirmelerini takip etmekte fayda var.
Son olarak hemen ayın başında 2 Eylül’ de Hint Astrolojisine göre Kova Burcu içerisinde Dolunay sürecini yaşayacağız.
Hint Astrolojisine göre şifacı ve farklı yaklaşımlar ortaya koymayı seven radikal Satabisha Takımyıldızında, Türkiye’ nin 9. Evi içerisinde yaşanacak olan bu Dolunay süreci din-muhaffazakar görüşlü kişiler/topluluklar ile modern ve yenilikçi kesim arasındaki gerilimi arttırıp, tartışma ve kutuplaşmaları daha uç seviyelere taşıyabilir.
Bu tarz konuların gündemde, basında, sosyal medya kanallarında tartışıldığına şahit olabiliriz.
Dış ülkelerle olan ilişki ve ticaretimiz açısından da bu Dolunay süreci iyileştirici, faydamıza olan bazı gelişmeler yaşamamıza olanak sağlayabilir.
Sevgilerimle
©Hint Astroloğu
1 Eylül 2020