Ekim ayında bahsettiğim gibi Kasım ayı; Türkiye açısından, gökyüzünde kadersel noktaları temsil eden kıskacın içerisinde, kelimenin tam anlamı ile “sıkışık” enerjilerin hayatımıza etki etmeye başlayacağı bir döneme girişi temsil ediyor.
Kıskaç tanımlamasını kullanmamın sebebi; Kasım 2015 itibariyle Vedik Astrolojisinde kullandığımız gezegenlerin –Jüpiter dışında- hepsinin, gökyüzünde gerçekten de Rahu ve Ketu‘ nın arasına sıkışmaya başlaması.
Hint Astrolojisinde Jüpiter kurtulanlı KALA SARPA YOGA olarak nitelendirilen bu durum, uzunca bir süre -Ocak 2016′ ya kadar- hayatlarımızı etkisi altına alacak.
Genel nitelikleri itibariyle Kala Sarpa hem zorlu süreçleri, hem de fırsatları içerisinde barındıran bir durumu ifade eder.
Kişisel haritalardaki varlığı önemli ve kuvvetli bir karmayı işaret etmekle birlikte, Türkiye’ nin Kasım 2015- Ocak 2016 aralığında geçireceği dönemle ilgili bize genel atmosfer olarak: Geçmişimizden bu yana bizi takip eden yüklerimizle yüzleşme zamanının geldiğini, ders almamız, kendimizi geliştirmemiz ve bugüne kadar çözmek yerine, daha da sonuçsuzluğa ittiğimiz konular için mücadele vermemizi anlatan, önemli ve özel bir dönemi bize deneyimler yolu ile yaşatacağını vaat etmektedir.
Transit olarak bu Yoga’ yı oluşturan gezegenler Türkiye’ nin özellikle 4 ve 10 aksı arasında kalan konuları hareketlendirecekler. En başta da 4. Evin temsil ettiği anavatan, milliyetçilik, vatan topraklarının bölünmez bütünlüğü ve 10. Evin temsil ettiği devletin tepesindeki otorite konumundaki kişileri ve iktidar partisini…
Merak edenler için aşağıdaki haritalar; Türkiye’ nin 1-17 Kasım ve 17-30 Kasım aralıklarında, hangi transit gezegen etkilerine, hangi evleri üzerinden maruz kalacağını göstermektedir.
Ayrıca haritaları 10 ve 4. Evleri köşeden köşeye ikiye bölerseniz; Rahu ve Ketu arasında sıkışan gezegenleri ve sadece bu hayali hattın dışında Jüpiter‘ in kaldığını da gözlemleyebilirsiniz.
Transit gezegenlerin Türkiye Haritası üzerinden geçişlerini sırasıyla Hint Astrolojisine göre yorumlayacak olursak:
Her şeyden evvel daha önceki aylarda da pek çok kereler belirtmiş olduğum gibi 3. Evimizde konaklayan Jüpiter, devletin halk ile iletişimini temsil eden noktada, uzun zamandır ekilenlerin biçildiği bir süreci bizlere yaşatmakta.
İletişim dediğimizde buna sosyal medya, gazeteler, gazeteciler, yazarlar, kitaplar, medya, düşünürler gibi daha ziyade özgür fikirlerin temsilcisi olan pek çok kişi ve kuruluşları aklımıza getirebiliriz. Ayrıca ulaşım yolları da aslında insanların bir şekilde birbirleri ile iletişimini sağladığından; “ulaşım” ile ilgili konular da bu evin üzerindeki gezegen transitlerinin etkilerinden nasibini almakta.
Mundane Astrolojisinde 3. Ev; bizim gibi komşularla ilişkisi samimi ve pozitif olmaktan biraz uzak olan ülkeler içinse en önemli konu başlıklarından birini; topraklarımıza sınır olan ülkelerle iletişimimizi temsil etmekte.
Bu kesimleri akla getiren alanlarda yoğunlaşan bir ilgi Temmuz ortasından itibaren Jüpiter‘ in 3. Evdeki konaklaması ile birlikte hepimizi etkisinde tutuyor.
Aslında Jüpiter‘ in genel etkileri pozitif, rahatlatıcı, büyütücü ve olumludur.
Peki o zaman neden sosyal medyaya zaman zaman yasaklar geliyor? Gazeteciler ve hükümet arasında gerginlikler yaşanıyor? Olumlu ve pozitif bir etki yaşamak yerine gittikçe gerilen ve hepimiz için özgürlüklerin kısıtlandığı, huzursuz bir deneyim tecrübe ediyoruz?
Bunun sebebi Türkiye’ nin şu anda 6. Evi üzerinde bulunan Satürn‘ ün; bulunduğu noktadan Jüpiter‘ i kısıtlayan, huzursuz eden, negatif bir enerji ile göz hapsinde bulundurması.
Satürn transitleri bireysel haritalarda da, ülke haritalarında da kişiye/ülkeye ektiklerini biçtirir.
Satürn yüzleştirme gezegenidir. Dürüst olunmasını ister.
Bu Satürn‘ ün kötülüğü değildir.
Geçmişte yapılanların, bugünümüzü etkilemesinin sonucudur. Geçmişimizle yüzleşmemizdir. Satürn bizi şapkamızı önümüze alıp, düşünmemiz ve gerçekçi cevaplar vermemiz için dürüst olmaya zorlamaktadır.
Biz ülke olarak fikir ve ifade özgürlüğüne bu güne kadar eğer her türlü desteği vermiş ve teşvik etmiş olsa idik, hiç şüpheniz olmasın ki; Satürn bu transitinde Jüpiter ile el ele verecek ve bize karşıt görüşlere saygılı, farklı seslere anlayışlı, düşüneni, yazanı, ifade edeni teşvik eden bir süreç yaşatacaktı.
Ancak Türkiye’ nin bu konudaki tutumu; geçmiş yıllardaki ve yakın geçmişteki tüm kuşakların bildiği gibi maalesef özlenen tabloyu yakalamaktan çok çok uzak bir noktadadır…
Pek çok astrolog Satürn‘ ü “sıfırcı öğretmen” olarak nitelemektedir. Çok yerinde bir benzetmedir… Ancak unutulmamalıdır ki; tüm sorulara doğru yanıt verilmiş bir sınav kağıdına, Satürn bile geçer not vermek zorundadır…
Bizim, yukarıda sıraladığım konu başlıklarına bu güne kadar verdiğimiz yanıtlara bakacak olursak; sonuç olarak Satürn görünümündeki Jüpiter: Türkiye’ nin komşuları ve iletişim ile ilgili 3. Evinde, elinde ne varsa onu büyütmektedir.
Basın ve iletişim özgürlüklerine getirilen kısıtlamalar büyümektedir… Komşularımızla var olan sorunlarımız büyümektedir… Özgür düşünceye olan çekince büyümektedir…
Bu süreç Jüpiter‘ in Aslan Burcundaki seyahati boyunca, yani Ağustos 2016′ ya kadar da böyle devam etme potansiyelindedir.
Şimdi gelelim bu ay Rahu, Mars ve Venüs‘ ün yerleşimleri ile en fazla dikkatleri üzerine toplayan Türkiye’ nin 4. Evinin durumuna:
Öncelikle Türkiye’ nin 4. Evinde Başak Burcu üzerinde bir taraftan tatmin olmayan Rahu; diğer taraftan hırslı, öfkeli, aksiyonu, sonuç almayı seven Mars olumsuz enerjiler yaymaktalar. Yanlarında ise Başak Burcundan hiç haz etmeyen gökyüzünün kıymetli ve iyi gezegenlerinden Venüs; bu iki kaynayan kazanın yanında Kasım ayı boyunca kendini/iyiliğini ortaya koymaktan çok uzak bir enerji içerisinde olacak.
Yani özetle Venüs Kasım ayı boyunca yakmak, yıkmak isteyen, negatif ve yüksek enerjili Mars ile Rahu‘ yu engelleyecek güce, bu ay hiç ama hiç sahip değil.
Rahu, Mars ve Venüs‘ ün yerleşimi ile 4. Evin Mundane Astrlojisinde temsil ettiği konuların, Kasım ayı itibariyle ülke gündeminde kendini iyice hissettirmeye başlayacağını söylemek gerekiyor.
4. Evin temsil ettiklerini sıralayacak olursak: Bu evde milliyetçilik duygumuz, milliyetçi hareketler var… topraklarımız, yer altı kaynaklarımız, bayrağımız, doğal afetler, ülke topraklarındaki barış ve bölünmez bütünlük var… Emlak ve gayrimenkul piyasası var…
Her şeyden evvel; jüpiter‘ in terk ettiği maddiyatla ilgili 2. Evimizden sonra bozulan ekonomik veriler, Kasım ayında Rahu‘ nun yanına katılacak olan Mars ile birlikte, emlak ve gayrimenkul piyasaları ile ilgili konularda da Türkiye’ yi yeni bir sürecin içerisine sokacak gibi gözükmekte. Yeni olayları başlatması anlamında etkili bir gezegen olan Mars; üstelik de Türkiye’ nin ana haritasındaki (Natal) Mars ile de kavuşuma girecek.
Mars‘ ın tetikleyici gücü ile birlikte, emlak ve inşaat alanında hepimizin gözlemlediği hareketlilik ve fiyat artışının bu ay itibariyle daha farklı bir trend izlemeye başlayacağını söyleyebilirim. Bu konuda birikmiş, ya da şişmiş olan enerji Mars‘ ın tetiklemesi ile önündeki engelleri yıkarak artık görünür sonuçlar üretmeye bu ay itibariyle başlayacaktır.
Elbette ana haritadaki Mars ile transit Mars‘ ın Başak Burcundaki kavuşumu da doğal afetler anlamında tetikleyici bir rol oynama potansiyelini her zaman için astrolojik bir risk olarak taşır. Bunu da Kasım ayı etkileri içerisinde yer altı kaynak ve güçlerini temsil eden bir evden bahsederken -temenni etmemekle birlikte- belirtmeden geçmemek gerekiyor.
4. Ev üzerindeki esas can alıcı nokta ise, uzun süredir zaten canımızı sıkan, Mars‘ ın buraya yaptığı ziyaretle iyice alevlenecek olan; milliyetçilik, istikrar, barış ve bölünmez bütünlüğümüzle ilgili konular olacak.
Bu konularda toplumun huzurunu iyice kaçıracak ve kutuplaşmayı daha da derinleştirecek olayların vukuu bulmasını Rahu ve Mars‘ ın birbirini körükleyen enerjileri sebebiyle Kasım ayında da yaşayabiliriz.
Kasım ayı Türkiye için Natal Mars ve Transit Mars‘ ın aynı evde kavuşması ile birlikte sinirlerin çok gerileceği, toplumsal olarak öfkemizi bastırmakta güçlük çekeceğimiz bir gökyüzü etkisine işaret etmekte. Ayrıca bu kavuşuma gençleri, medyatik insanları temsil eden 5. Evin lordu Venüs‘ ün de eşlik etmesinden dolayı; gerginlik yaşanma potansiyeli olan konularda gençlerimizin ve medyadan tanıdığımız insanların da etkin rol oynayacağını söyleyebiliriz.
Kasım ayının hemen başında seçimlerin yapılması halinde; 5. Evin temsil ettiği bir diğer önemli alan olan borsa ve spekülatif kazançlarla ilgili yatırım araçlarına da gökyüzü dikkatimizi çekeceğe benzemekte. Burada bilhassa 17 Kasım’ a kadar rahatsız şekilde yerleşen Güneş, devlet kaynaklı bazı dalgalanmaların da piyasalarda yaşanabilme etkisine işaret ediyor.
Ayın ikinci yarısında ise ülkemizde yaşadığımız sorunların esas temelindeki aktör olan Satürn‘ ün yanına katılacak olan Merkür ve Güneş ikilisi; 6. Evin temsil ettiği konulara yine bir hareketlenme getirecekler.
6. Ev; silah taşıyan polis, asker gibi kuvvetlerle Vedik Astrolojisinde direkt ilgili bir alandır.
Ulusal savunma, düşmanlar da bu evden incelenir.
Satürn, Güneş ve Merkür‘ ün Kasım’ ın ikinci yarısı boyunca yerleşeceği Burç ise gizli, yer altı örgütlenmelerini, kanun dışı faaliyet gösteren grupları temsil eden Akrep Burcu olacağından, ulusal güvenlikle ilgili silahlı kuvvetlerin ön plana taşındığı yasa dışı faaliyet gösteren grupların karşısında, askerlerin vurgulandığı bir dönem yaşama potansiyeline geçtiğimiz aylardaki gibi yine sahibiz.
6. Evin tüm bunların yanında politik istikrar, hukuksal düzen ve halkın genel huzurundan da sorumlu olması nedeni ile; yaz mevsimi ile başlayan, hepimizi daha huzursuz, güvensiz ve kaygılı bir atmosfere sürükleyen politik, hukuksal ve düşmanca faaliyet gösteren gruplara ait gelişmelerin, maalesef Kasım ayı itibariyle yine iş başında olacaklarını da unutmamak gerekmekte.
Son söz olarak ise gökyüzünde oluşan Jüpiter kurtulanlı Kala Sarpa enerjisinin en fazla etkileyeceği alan olarak Türkiye haritasında devletin başında, iktidarda olan güçleri, yani devlet başkanını hedef aldığını görmekteyiz.
Bu noktada 10. Evde, Türkiye’ in transit haritasında yerleşen Ketu; bugüne ait olmayan, geçmişten gelen yüklerin büyük bir ağırlıkla iktidarın üzerine Kasım ayı itibariyle çökeceğini, Hint Astrolojisindeki disiplin içerisinde yorumlama ile: Geçmiş dönemlerde yapılanların, iyi veya kötü; ödülü ya da bedeli olarak, her ne ekildi ise iktidarın geleceğini şekillendirmek üzere yola çıktığının haberini vermektedir.
Ketu enerjisi kısıtlayıcı, sıkıntılı ve huzursuzdur…
Temmuz 2014′ ten beridir de iktidarı, bu enerjisi ile Ketu ciddi şekilde bunaltmaktadır.
Kasım ayında gökyüzünde Kala Sarpa pozisyonu ile güçlenecek olan bu enerji, devletin başındakilerden başlayarak, halkın bizzat kendisine doğru yayılma etkisi gösterme potansiyeline sahiptir.
Vedik Astrolojisinin temelinde bulunan karma felsefesinin (geçmişte yapılanların -iyi veya kötü- bugünümüze enerjilerini yansıtması) haritalardaki en büyük temsilcileri olan Rahu ve Ketu, Türkiye açısından “iktidar” ve “vatan” kıskacında (4/10 Aksı) Kasım itibariyle çalışmaya başlayacaklar.
Bu enerji 2016 senesinde çok daha vurgulu şekilde hayatlarımızı etkileyecek olmakla birlikte; Kasım ayı -hepimizin gündemini işgal eden seçim yapılsa da yapılmasa da- Türkiye açısından eşik atlama niteliğinde bir gökyüzüne işaret etmektedir…
Sevgilerimle,
©Hint Astroloğu
24 Ekim 2015